30 Ocak 2010 Cumartesi

O Anlar # 17



Diego Armando Maradona ve Edson Arantes do Nascimento Pele birlikte eğlenirken...

Angolada Bir Türk: Faruk Gürsoy

Faruk Gürsoy, bilinen adıyla Richard Kingston; Afrika Uluslar Kupası finalinde memleketi Gana'nın kalesini koruyacak.
Galatasaray'ın alt yapısına geldikten sonra Türk vatandaşlığı aldırılan ve adını Galatasaray başkanı Faruk Süren'den, soyadını ise Ergun Gürsoy'dan alan Kingston, Türkiye'de Galatasaray, Ankaraspor, Sakaryaspor, Göztepe, Antalyaspor ve Elazığspor formaları giydi. Daha sonra yeniden döndüğü Ankaraspor'da askerlik sorunu ortaya çıkınca ülkeyi terk ederek İsveç yollarına düşer. Oradan da İngiltere'ye geçen başarılı kaleci, halen EPL takımlarından Wigan forması giymekte.

Makakula, Afrikaya Doğru

Formsuz geçen yılların ardından Kayseriye kiralık olarak gelen ve sezonun ilk yarısına adeta damgasını vuran Ariza Makakula, FIFA'nın internet sitesine manşet olmayı başardı.
FIFA resmi internet sitesinden yayınlanan haberde: "Golcü futbolcu Kayserispor formasıyla 16 maçta 14 gol attığı ve takımının ligde 4. sıraya çıkmasında büyük pay sahibi. Queiroz 2010 Dünya Kupası Finalleri kadrosu için Makukula'yı da planları arasına aldı. Portekiz Milli Takımı'nın 2010 Dünya Kupası Finalleri'nde hangi isimlerle boy göstereceğinin henüz kesinleşmedi ancak Makukula'nın güçlü fiziği, tecrübesi ve formuyla 9 numaralı formayı Güney Afrika'da giyebilecek durumda"

Nazi Üniforması

İngiliz Daily Star gazetesi yaptığı haberde Alman Milli Takımı'nın 2010 Dünya Kupası Formalarını, “Almanların forması, SS üniformasını hatırlatıyor” diye nitelendirmiş. Siyah formayı, Hitler'in yakın korumalığını yapan subayların giydiği siyah uniformaya benzetmişler.

Milli Takım Menajeri Oliver Bierhoff ise cevap vermekte gecikmedi: “İngilizlerin bu tür saçmalıklarına alıştık”

29 Ocak 2010 Cuma

Haplar Benim

Mutu'nun doping sonuçlarının pozitif çıkması ve futbol hayatının bitme noktasına gelmiş olması üzerine, Adrian'ın annesi Rodica Mutu açıklama yapmış:
"Oğlumu Floransa'daki evinde ziyaret ettiğimde zayıflama haplarımı orada unutmuşum. Adrian, kutusunda 'doğal ürün' yazdığı için bu hapları almış olabilir. Ancak kutuda 'sibutramin' diye bir madde yazmıyordu."

İnterli Chivu ise yakın arkadaşı olan Mutu için: "Sürekli ilaç alıyordu, bunları daha rahat tuvalete çıkmak için aldığını sanıyordum" demiş.

27 Ocak 2010 Çarşamba

Giovanni Dos Santos, Galatasarayda

1 haftadır Galatasaray'ın Dos Santos konusunda Tottenham ile anlaşmaya vardığı konuşuluyordu, fakat Galatasaray cephesi bu konuda ki sessizliğini koruyordu. Sabah saatlerinde Dos Santos'un yerel bir radyoya Galatasaray ile anlaştığını duyurmasının ardından, Galatasaray da vakit kaybetmeden resmi siteden transferi açıkladı.
20 yaşında ki Meksikalı oyuncu hücuma dönük ortasaha olarak sahanın her yerinde oynayabilme özelliğine sahip.
Giovanni'nin geçmişine bakacak olursak:Barcelona'nın alt yapısından yetişen ve yeni Ronaldinho olarak lanse edilen Dos Santos, Barcelona yıllarında forma giydiği maçlarda bir türlü istenilen performansı veremeyince yüksek bonservis ücretiyle Premier Lig'e, Tottenham'a yollandı, fakat Dos Santos kendisinden beklenen patlamayı burda da gerçekleştirememesi sonucunda bir anda kendisini İpswichtown'da kiralık oynarken buldu. Galatasaray kendisi için bir sıçrama rampası, Avrupa'ya kendisini yeniden gösterebileceği bir dönemeç olabilir onun için.
Galatasaray taraftarı ise transfere pek sevinmiş değil, çünkü Dos Santos'un duyurulmasından sonra herkes kontenjan açılması amacıyla gönderilecek yabancının açıklanmasını beklemeye başlamış durumda.

6+2

Yabancı kontenjanı ne zaman artsa bu hakkı sonuna kadar kullanan ve bu hakla yetinemeyen klüp hep Fenerbahçe olurdu. Öyle ki yabancı transfer edebilmek için elinde ki yabancıların sözleşmelerini fesh etme olayını da ülkemizde en sık yapan klüp olmuştu. Petkov, Luciano, Fabiano Lima, Appiah, Edu... gibi isimler gelicek yeni yabancılara yer açabilmek amacıyla elden çıkarılmak zorunda kaldılar. Turkcell Süperlig'de yer alan klüpler içinde 6+2'nin aynı anda oynayabilecek olan 6 tanesini en çok sahada tutan takımda her zaman Fenerbahçe olmuştur. Öyle ki yanda oturacak 2 yabancının kim olucakları bile sıklıkla spekülasyon kaynağı oldu.
Beşiktaş'ta ise durum bir hayli ilginçti, 2 sezon öncesine kadar yabancı sınırlamasına pek takılmayan bir takım görünümü veren Beşiktaş sorunlar Seriç transferiyle başladı resmen. Transfer edilen Seriç'in yabancı hakkı açılamaması nedeniyle, 1 resmi maça bile çıkamadan gönderilmesinin ardından Beşiktaş'ta yabancı hakkını tam anlamıyla kullanmaya başladı. Bu sezon başında sakatlanan Delgado'nun sözleşmesini askıya alarak Tabata'yı transfer edebildi. Ve mevcut durumda iyileşmiş olan Delgado'nun dönmesiyle de Beşiktaş yine bir yabancısını mecburen göndermek durumunda kalıcak.
Galatasaray ise 6+2'nin yettipte arttığını düşünen bir çizgide ilerliyordu ta ki bugüne kadar. 6+2 yasası çıktığından beri geçen sezona kadar hakkını asla tam manasıyla kullanmadığı gibi sahayada 6 yabancıyla çıktığı çok az görülüyordu. Öyle ki diğer klüplerin yabancı sınırlaması kalkabilir, daha esnek olabilir tarzı yaklaşımlarına her zaman gülüp geçti Galatasaray taraftarı 6+2 bile fazla azaltılmalı diyenler bile oldu. Ama bu Dos Santos transferi sonucunda 9 yabancıya ulaşan ve elindeki yabancılardan birini göndermesi gerekn Galatasaray tam manasıyla köşeye sıkışmış durumda. Daha önce rakipleri benzer durumlarda kaldığında gülüp geçen, bizim takımımızı Türkler sırtlar yabancıya gerek yok diyen Galatasaray taraftarı ise büyük bir sınavla karşı karşıya kalmış durumda.

26 Ocak 2010 Salı

Gianluca Vialli

Juventus'ta koltuğu tehlikede olan Ferrara'nın yerine geçmesi için adı geçen isimlerin arasında gelen eski Juventus efsanesi, bu konuda net konuşarak bütün spekülasyonlara tek celsede cevap vermiş:
"Bunu yaparsam, kendimi bir arkadaşımın karısıyla yatmış gibi hissederim. O yüzden arkadaşımın yerine Juventus'un başına geçmem söz konusu bile olamaz"

Salvador Cabanas, Yoğun Bakımda

Yerel saatle 5:30 sularında bir bar çıkışında yaşanan bir tartışma sonucu başından yaralanmış Paraguaylı forvet. Pekçok kaynaktan öldüğü haberi geçilmesine rağmen, son gelen bilgilere göre hayatta ve durumu stabilmiş.
Dayan Cabanas, seni arkandan ağlamak değil, gollerinle sevinmek istiyoruz.

O Anlar # 16


Organizasyon:1998 NBA Play-off...Tarih:14 Haziran 1998...Maç:Chicago Bulls-Utah Jazz...6.6 saniye kala Michael Jordan'ın attığı bu şutun basket olmasıyla Chicago Bulls maçı 87-86 kazandı ve NBA finalinde Utah Jazz'e 4-2 lik üstünlük sağlayarak şampiyon oldu.Bu şampiyonluk Michael Jordan'ın 6. ve son şampiyonluğu olarak da tarihe geçti.

25 Ocak 2010 Pazartesi

Kim gidecek ?

Galatasaray'da transfer harekatı tam manasıyla arap saçına dönmüş durumda. İç ve dış basına yansıyan haberlere göre Galatasaray Dos Santos transferini bitirdi, fakat tek kalan pürüz Galatasaray'ın takımda 1 yabancı oyuncu için yer açmasına kaldı. Takımda gönderilebilecek yabancı kadrosunun tek neferi olan Linderoth'un, Jo transferi sebebiyle gönderilmesi fakat takımın transfer harekatının da bitmemiş olması resmen karışıklığa sebep olmuş durumda. Aslında Galatasaray cephesinde gönderilecek isim sezon başından beri belli: Nonda. Fakat Baros'un sakatlığına, Jo'nun da Avrupa Liginde forma giyemiyecek olması eklendiğinde takımın Avrupa Liginde oynayabilecek tek santrafor'u Nonda kalıyor. Yeni bir santrafor alınsa bile 1 aydan az bir süre kalan Avrupa Ligi maçlarına kadar takıma adaptasyonu vb. durumlar söz konusu olacağı için Nonda şu an için Galatasaray'da mecburi olarak kadroda bulunması gerekn oyuncu konumuna gelmiş durumda.
Takımın yabancılarına bakıldığında aslında akla başka bir isim daha gelemiyecek olmasına rağmen, takımdan ayrılacak isimin Kewell olduğu da konuşulan ve basına yansıyanlar arasında. Mantıken bakıldığında sakatlığı sebebiyle büyük ihtimalle sezonun 2. yarısının büyük bir bölümünde forma giyemiyecek olan, sezon sonunda sözleşmesi biten ve daha sözleşme imzalamamış olan, ayrıyetten de sözleşmesinde sakatlık durumunda fesh edilebilir maddesi bulunana bir futbolcunun gönderilmesi gayet normal karşılanabilir. Fakat gönderilmek istenen isim takıma 1,5 senedir abilik yapan, taraftarın sevgilisi ve takımı için gerekirse defans gerekirse forvet olabilen bir oyuncu olunca mantık aranmaması da gerekir.
Eğer alınan oyuncu Dos Santos ise Nonda'nın gönderilmesi büyük hata olur ki, bunun anlamı Galatasaray'ın Avrupa Liginde Baros dönene kadar forvetsiz oynayacağı manasına gelir. Eğer ki Kewell gönderilirse bu da Galatasaray yönetiminin; taraftarın büyük bir kısmının Arda'dan bile daha çok sevdiği bir oyuncuyu gönderdiği için kendi ipini çektiği manasına gelir. Galatasaray yönetimi eğer ki Kewell'i göndermek akıllarından bile geçmediyse acilen çıkıp bir açıklama yapmalı ki taraftarın daha fazla tepkisini çekmesin, diğer yandan da yollanacak oyuncuya göre hareket etmeli. Fakat transfer sezonunun bitmesine az bir süre kalmış olması Galatasaray yönetiminin sıkıntılı günler geçireceği manasına geliyor.

2010 Model Gümüş Ok


Mercedes Gp, yeni aracını; yeni merkez üssünde, yeni pilotlarıyla birlikte yaptığı lansmanla tanıttı. Aslında tanıtılan Mercedes Gp'nin yeni arabasından çok yeni boyası ve reklamlarıydı. Zira tanıtımda kullanılan araba, 2009 Brawn Gp'nin, 2010 da kullanılacak renklere boyanmış ve yeni sponsor etiketleriyle renklendirilmiş halinden ibaret.
Tanıtımla ilgili 2 önemli not vardı:
1- Uzun yıllardan sonra Schumacher ilk defa kırmızı renklerin hakim olmadığı bir aracın lansmanına katılmış oldu.
2- 1955 yılından sonra, Mercedes ilk defa orjinal gümüş ok ( silver arrow) temalı bir araçla pistlerde boy gösterecek.

Gölü Attı, Sezonu Kapattı

Deportivo'nun Athletic Bilbao'yu ağırladığı maçın 49. dakikasında Filipe adına hem seviğnç hemde hüzün vardı. Önünde seken topu ağlara yollayarak takımını 1-0 öne geçiren golü atan defans oyuncusu Filipe Luis Kasmirski, ayağını kaleci Iraizoz'dan kurtaramayınca ayağı kırıldı, 24 yaşında ki oyuncunun sezonu kesin olarak kapattığı duyuruldu.
Maç Deportivo'nun 3-1'lik üstünlüğü ile sona erdi.

Gutierrez ve Kar Yağışı

Trabzonspor'un 24 yaşında çiçeği burnunda golcüsü Gutierrez; hayatında ilk defa kar yağışına şahit olmuş. Hayatında ilk defa Kolombia dışına transfer olmuş olan Gutierrez, yağan karı görünce çok şaşırmış ve çocuklar gibi eğlenmiş.

24 Ocak 2010 Pazar

O Anlar # 15



Andre Agassi ve Pete Sampras, ellerinde kazandıkları kupaları tutarken, yüzlerinde Davis Cup finalinde kaybettikleri Fransa maçının üzüntüsü sergiliyorlar.

23 Ocak 2010 Cumartesi

Efes Pilsen-Bojan Popovic


"Lietuvos Rytas ile iyi maçlar çıkarıyorduk. Tıpkı Efes Pilsen gibi Top16 şansımız son maça kalmıştı. İyi mücadele etmemize rağmen sahadan yenilgiyle ayrıldık. Bizim yerimize de Efes Pilsen turu geçti. Hepimiz üzgündük. Daha sonra Efes Pilsen'in benimle ilgilendiği haberi geldi. Kulüpler de menajerler aracılığıyla anlaşınca 2 gün önce imzaları attık. Her şey gerçekten çok hızlı gelişti. Transfer birkaç gün içinde bitiverdi. Çok mutluyum."

Bojan Popovic

Efes Pilsen sıkıntı çektiği pozisyona iyi bir transfer yaptı.Her ne kadar Kerem ve Ender olsa da o pozisyonda Popoviç iyi gelecektir.Euroleague'de bir üst tura çıkmayı istiyorsa Efes cephesi, iki pozisyona ihtiyaçları vardı.Birincisi oyun kurucu pozisyonu, diğeri ise atlet bir 4 numara...Popoviç'i transfer ederek 1 numarayı hallettiler.Şimdi sırada 4 numara var.İstedikleri gibi bir uzun bulmaları şu zamanda zor ama son dakika bilgisine göre tam da Efes'in isteyeceği ve daha önce de Efes'te oynamış olan Haislip şu anda boşta.Spurs'deki sözleşmesi fesedilmiş.Elini çabuk tutup Haislip'i İstanbul'a getirsinler bence.Hadi Efes git getir Haislip'i.

2010 NBA All-Star İlk Beşler


All-star 2010 için oylama bitti ve oylar sonucunda oluşan ilk beşler açıklandı.İlk beşlerde fazla bir sürpriz yok.Sadece 2 isim dikkatimi çekiyor.Biri Allen Iverson, diğeri Tim Duncan.Iverson'un seçilmesi tamamen isminden dolayıdır.Çünkü bu sezon Iverson ortalıkta hiç yoktuve eski takımı kendisine şans vermeseydi, Iverson şu an evinde çocuklarıyla vakit geçiriyor olacaktı.O'nu destekleyenler sayesinde seçilmeyi başardı.Diğer isim Tim Duncan beni en çok şaşırtan isim oldu.Neden derseniz?Çünkü ben şahsen Dirk Nowitzki'nin seçilmesini bekliyordum.Son açıklanan oylama sonuçlarında öndeydi ama Amerika'da verilen oylar neticesinde yerini Tim Duncan'a bıraktı.Sonuçta Nowitzki koçların oylarıyla yine seçilir.

İsterseniz ilk beşlere bakalım;
  • Doğu Konferansı
  • Allen Iverson (1.269.568)
  • Dwyane Wade (2.327.550)
  • Lebron James (2.549.693)
  • Kevin Garnett (1.978.116)
  • Dwight Howard (2.360.096)
  • Batı Konferansı
  • Steve Nash (1.222.235)
  • Kobe Bryant (2.456.224)
  • Carmelo Anthony (2.137.560)
  • Tim Duncan (1.156.696)
  • Amar'e Stoudemire (1.824.093)

4 Sarı Kart ve Sivas Soğuğu

Fenerbahçe - Denizlispor maçından önce Fenerbahçeli 5 futbolcu ceza sınırındaydı ve 2 futbolcu ise sarı kart cezası nedeniyle tribündeydi. Cezalı olan Alex ve Gökhan Gönül'ün yanı sıra; Lugano, Cristian, Emre, Andre Santos ve Guiza ceza sınırında ki oyunculardı. Maç içinde Lugano, Cristian, Emre ve Andre öyle kartlar gördüler adeta Sivas'ın bu mevsimde ne kadar soğuk olduğunu duymuşlarda gitmek istemiyorlar havası yarattılar. Guiza ise gol kaçırmaya o kadar konsantre olmuştu ki kart görücek bişiler yapmaya zaman bulamadı.

Harry Kewell ve Galatasaray Sağlık Ekibi Sorunsalı

Orduspor maçında sakatlanarak oyundan çıkan Harry Kewell'in sakatlığının; sağ kasık adduktor tendonunun kemiğe yapışma bölgesi yakınında ikinci derece yırtık olduğu tespit edilmiş. Kewell'in yaklaşık olarak 4 hafta antremanlara çıkamayacağı ve 2 aydan önce sahalara dönemiyeceği de gelen bilgiler arasında. Türkiye'ye geldiğinde müzmin sakatlığı bulunduğu bilinen Kewell'in bu koşullar altında sezonu kapatmış olabileceğide dolanan dedikodular arasında.

Galatasaray'da sakatlık son yıllarda büyük sorun haline gelmeye başladı:
Büyük ümitlerle transfer edilen Linderoth'un sakatlık sebebiyle 3 sezonda iki elin parmakları kadar maça çıkmadı ve bugün dolanan haberlere göre yabancı hakkı açabilmek için sözleşmesi fesh edilerek gönderildi.
Geçen sezon UEFA kupasında hayati maçlara çıkıldığı dönemde özellikle defans bölgesinde sürekli olarak sakatlanmalar yaşanması nedeniyle, Kewell'in ileri uç görevini bırakıp defans göbeği oynadığını gördük.
Milan Baros'un yaşadığı sakatlıktan sonra 2 ay içinde sahalara döneceği söylenirken, oyuncunun Almanya'da ayağına platin taktırdığı ve ekstradan 2 ay daha sağlardan uzak kalacağı söylendi.
Dün medyaya demeç veren Serkan Çalık ve Alparslan Erdem ise Galatasaray'ın doktorlarının kendilerini tedavi edemediklerini ve futbol hayatlarının bu sebepten bitme noktasına geldiğini söylediler.

Sonuç olarak bakıldığında ya Galatasaray sağlık ekibinde bir sorun var ve bu sebepten dolayı oyuncular kolay sakatlanıp geç iyileşiyorlar yada Galatasaray gerçekten çok şanssız bir takım ve aynı mevkideki oyuncuları arka arkaya sakatlanıyor. Ben kendi adıma oyumu Galatasaray sağlık ekibinde bir sorun olduğu yönünde kullanmak istiyorum. Çünkü bu kadar sakatlıkların üst üste gelmesi tesadüfle açıklanamaz.

22 Ocak 2010 Cuma

Tevez-Neville-Moron


"O(Gary Neville) tam bir yağcı gibi davrandı. Ferguson'a yaranmak için benim 25 milyon sterlin etmeyeceğimi söyledi. Ben onunla ilgili hiç konuşmadım. O ‘moron’ benimle niye muhattap oluyor anlamış değilim. Bence çok yanlış davrandı"

Carlos Tevez

Lisans Sorunu Sonunda Çözüldü


Bülent Uzun, Ali Çamdalı, Ercan Ağaçe, Uğur Yasan, Ali Bayraktar, Emrah Kol, Adem Çalık, Fevzi Tuncay, Aydın Yıldırım, Atahan Menekşe, Tevfik Altındağ, Murat Hacıoğlu, Levent Kartop, Aydın Yılmaz...Tüm bu futbolcular sezon başında lisansları çıkarılamadığı için Kocaelispor formasını giyemediler.Uzun uğraşlar sonucunda bu oyuncuların lisansları çıkartıldı ve Haceptepe maçında yerlerini alacaklarmış.Lisans çıkarma işleminde yardımcı olan eski futbolcumuz Koray Avcı, Yılmaz Vural ve iki yardımcısına teşekkür ederiz bir Kocaelili olarak.İnşallah yönetim yaptığı hatalardan ders alır ve Kocaelispor gibi köklü bir takım bir daha böyle hallere düşmez.

İsterseniz başkan Muammer Çelik ne demiş ona bakalım.

''Lisanslar bize şu ana kadar şahsi çeklerimizle birlikte 5.5 milyon TL'ye mal oldu. Yönetim kurulundaki arkadaşlarımızın büyük desteği oldu, özellikle bu mücadelede beni yalnız bırakmayan, inanarak yanımdan ayrılmayan yönetici arkadaşlarım benim için çok önemli. Eski futbolcumuz Koray Avcı, Yılmaz Vural ve iki yardımcısına verdiğimiz 330 bin TL'lik çeke kefil oldu. Yine eski futbolcumuz Erhan Yılmaz evinin tapusunu verdi. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanımız ve değer verdiğim kardeşim Adem Moğultay'ın büyük desteğini aldım. Yapılan yardımların hepsini daha sonra kamuoyuyla paylaşacağız. Takımı sahiplenerek lisans sorununu çözdük, şimdi bu şehir bize ve takımına sahip çıkacak. El birliğiyle takımı ligde üst sıralara taşıyacağız. Takımımız Hacettepe maçı için tam kadro Ankara'ya gidecek. Bu takımı Play-Off'da görürseniz şaşırmayın.''

Play-off iddaası biraz abartı belki ama en azından Kocaelispor alt sıralardan kurtularak düşmeyecektir.Başarılar Kocaelispor.

19999-20000-25000-28000

19999-20000-25000-28000...Şimdi diyeceksiniz ki bu rakamlar nedir?Bunlar son günlerde NBA'deki bazı yıldız oyuncuların geçtiği ve geçemediği barajlardır.Şimdi sırasıyla bu barajları kimlerin geçtiğini ve kimlerin geçemediğine bakalım.




İlk olarak 19999.NBA'de 20000 barajı önemlidir.Tarihe bakıldığında geçen oyuncu sayısı azdır.Yıldız bir oyuncunun da tam bu barajı geçeceğini düşünerek, takımının Utah Jazz ile oynadığı maçı izledim.Hem Memo'yu izlemek hem de tarihe tanıklık etmek istedim.Ama hevesim kursağımda kaldı.Çünkü resimdeki Tim Duncan maçı 14 sayı ile tamamlayarak 19999 sayıda kaldı.Duncan'ı fazla sevmem ama üzüldüm açıkcası.Hem takımı kaybetti hem de 20000 barajını geçemedi.Duncan'ın çok fazla bunu kafasına taktığını düşünmüyorum.Zaten takmasına da gerek yok.1 serbest atış yetiyor.Bir de maçtaki ilk serbest atışlarını kaçırırsa o zaman başka şeyler düşünebiliriz.Mesela Duncan'ın barajı geçmesi istenmiyor olabilir.Şaka bir yana Duncan'ı tebrik ederim.Çünkü kolay değil.




Gelelim 20000'e...Dirk Nowitzki.NBA'e ilk geldiği yıllarda bu kadar başarılı bir kariyer bekleniyor muydu bilemiyorum ama ne kadar büyük oyuncu olduğunu ispatladı.Nowitzki kariyerine bir de şampiyonluk eklemek için elinden geleni yapmıştı.Miami ile oynanan final serisinde 2-0 öne geçmelerine rağmen Wade'in inanılmaz oyunuyla mutlu sona ulaşamamışlardı.Bu seriden sonra eleştirilmişti.Ertesi sezon da Batı'nın 8. Golden State Dallas'ı ilk turda eleyince bütün eleştiriler Nowitzki'nin üstünde yoğunlaşmıştı.Oyunu sorgulanmaya başlanmıştı.Ancak Nowitzki bunların hiçbirini hak etmediğini 20000 barajını geçen ilk Avrupalı olarak göstermiş oldu.NBA'yi takip edenler bilecektir, NBA'de başarılı olan Avrupalı oyuncu sayısı azdır.Hemen aklıma Drazan Petroviç geldi.Yukarıda da bahsettim.20000 barajını geçmek o kadar kolay değil.Bir kere istikrarlı bir şekilde oynamanız ve istikrarlı bir şekilde sayı atmanız önemli.Zaten bunların yapan süperstar statüsüne yükseliyor.Dirk Nowitzki'ye başarılar dilerim.





3. rakam 25000...25000 sayı barajını geçen oyuncu sayısı 15 ve 15. oyuncu belki de şu anki en büyük yıldız Kobe Bryant oldu.Üstelik bu barajı geçen en genç! oyuncu oldu.31 yıl 151 gün...İnanılmaz gerçekten.Kobe, Shaq ile birlikte oynadıkları finaller sırasında ve sonrasında egoist bir kişi portresi çiziyordu.Shaq ayrıldıktan sonra takım bir bocalama dönemine girdikten sonra Kobe değişikliğin zamanı geldiğini düşündü.Phil Jackson'un da gelmesinde sonra Kobe egoist olmaktan vazgeçip, takım oyuncusu olmayı seçti.Takım oyuncusu derken arkadaşlarını da maça dahil etmeye başladı.Tüm topları kendisinin kullanması yerine takım oalrak kullanmayı seçti.Bu kişiliği açısından büyük bir gelişmeydi.Bu gelişmeyle birlikte son 2 seneye baktığımızda 2 final ve 1 şampiyonluk var.Daha ne olsun.Kobe 25000 de durmayacaktır.Üst sıralara büyük bir hızla çıkcaktır.Bunda hiçbir şüphe yok.Ancak şunu da söylemek istiyorum.Yaşadığı sakatlıklara rağmen ısrarla oynaması hayranlık verici ama kendisini yıpratarak kendisine zarar verdiğinin farkına varması lazım.Oynama hırsı takdir edilir ama biraz nefes alması ve ondan sonra kaldığı yerden devam etmesi gerekir.



Son olarak 28000...Bu barajı geçenlerin sayısı sadece 5.Kim bunlar?Kareem Abdul-Jabbar, Karl Malone, Michael Jordan, Wilt Chamberlain ve son olarak Shaquille O'neal.Sempatik adam Shaq NBA'ye geldiğinden beri gösterdiği performansla en iyi pivotlar arasında her zaman kendine yer buldu.Shaq sadece oyunuyla değil maç esnasında yaptığı hareketleriyle, özellikle smaçtan sonra ciddi bir yüz ifadesiyle koşması, topu oyun alanında tutmak için uçması ve seyircileri hafif ezmesi, all-starlarda yaptığı güzel ve komik hareketlerle sevilen adam oldu.Shaq 28000 sayı barajını geçtiği maçtan sonra NBA TV'ye röportaj vermiş.Şovunu yapan Shaq bir de babasıyla arasında geçen konuşmayı söyledi.Babasıyla maçtan sonra konuşmuş ve babası "Tebrikler demeyeceğim, eğer serbest atışlarını soksaydın aptal adam, 33000 sayıya ulaşmış olacaktın." demiş.Babası biraz haklı ama 33000 de biraz uç bir rakam olmuş.İşte o röportaj;


3 Numarayı Verin




Michael Schumacher önümüzdeki sezon Mercedes GP ile yarışacağı aracın 4 numaralı olmasından biraz rahatsız olmuş.Nedeni ise çift numaralı araçla dünya şampiyonu olamazmış.Batıl inanış birşey diyemezsiniz.Ancak Michael'in şampiyonluklarına baktığınızda hep tek numaralı araçları görürsünüz.5 kez 1 numaralı araçla, 1 kez 3 numaralı araçla, 1 kez de 5 numaralı araçla şampiyon olmuş.Bir de bunun üstüne çift numaralı araçların F1 tarihi boyunca hiç şampiyonluk sevinci yaşayamaması da eklenirse Schumacher'in ne kadar haklı olduğu görülür.Takım da bunu görmüş olacak ki Schumacher'in bu isteğini kabul etmiş ve 3 numarayı Schumacher'e, 4 numarayı ise Rosberg'e vermişler.

Hafta Sonu Futbol



22 Ocak Cuma
20.00 Denizlispor – Fenerbahçe (LİG TV)
21.30 Freiburg – Stuttgart (TRT 3)

23 Ocak Cumartesi
14.45 Preston – Chelsea (NTVSPOR)
16.30 Werder Bremen – Bayern Munich (TRT 3)
17.00 Everton – Birmingham (NTVSPOR)
17.00 Manchester United – Hull City (SPORMAX)
19.00 Beşiktaş – İstanbul Belediye (LİG TV)
19.15 Tottenham – Leeds Unites (NTVSPOR)
19.30 Borussia Dortmund – Hamburg (TRT 3)
21.00 Valladolid – Barcelona (NTV)
21.45 Juventus – Roma (NTVSPOR)

24 Ocak Pazar
15.00 Trabzonspor – Sivasspor (LİG TV)
15.30 Stoke City – Arsenal (NTVSPOR)
16.30 Wolfsburg – Köln (TRT 3)
17.00 Angola – Gana (EUROSPORT)
18.30 Hoffenheim – Bayer Leverkusen (TRT 3)
19.00 Galatasaray – Gaziantepspor (LİG TV)
20:30 Fil Dişi Sahilleri – Cezayir (EUROSPORT)
21.45 Inter – Milan (NTVSPOR)
22.00 Real Madrid – Malaga (NTV)

25 Ocak Pazartesi
17.00 Mısır – Kamerun (EUROSPORT)
20.00 Samsunspor – Karşıyaka (D SPOR)
20.30 Zambia – Nijerya (EUROSPORT)

O Anlar # 14



Türk futbol tarihine adlarını altın harflerle yazdırmış olan iki efsane .Can Bartu ve Metin Oktay...Kendilerine yakışacak bir şekilde formalarını değiştirip giyiyorlar.

21 Ocak 2010 Perşembe

Uyuyan Güzel Aragones



"Çok iyi bir ekibi var. 5-6 kişiydiler. İlk geldiklerinde çok ciddiydiler. Aragones tüm işi onlara bırakmıştı. Kendisi bir sandalye alıp çoğu zaman kenarda oturuyordu. Onu idman sırasında çok defa uyurken gördüm. Kariyerimde çok teknik direktör gördüm. Çok aptallarıyla çalıştım. Onların yaptığı aptalca hataları tekrarlamamak için futbolu bırakınca antrenör olmaya karar verdim. "

Tümer Metin

Cemal Alba Berlin'de



"Yaşadığım talihsiz olay sonrası profesyonel basketbol kariyerime devam etmek için Avrupa'ya gitmeye mecbur kaldım. Burada kendimi yeniden gösterip eski günlerime döneceğim. Ve bir gün yeniden Galatasaray forması giyeceğim."

Cemal Nalga

İmparator Konuştu


"Ülke için müthiş bir rakam. Daha önce 170'lerdeydi. Neredeyse iki misli artması da futbol adına çok önemli bir şey. Futbolu belirli sınırların içine koyamazsınız. Bu rakamlara rağmen Avrupa’da 6. sıradasınız. Ben önümüzdeki yıllardaki ihalelerin daha da yükseleceğine inanıyorum. Çünkü futbol sınır tanımayan bir oyun. Avrupa'daki rakiplerimize baktığımızda İspanya, İtalya, Fransa, Almanya gibi buradaki yerimizi alma adına güzel bir hamle. Biz sadece şu anda yayın gelirini konuşuyoruz. Reklam, stat gelirleri ve başka gelirler de düşünüldüğünde bu rakamlar daha da büyüyecek. Pasta ne kadar büyürse kulüplerin başarı oranı da artacak. Çünkü ekonomik sıkıntı az bir sıkıntı değil Bir takım önemli eksikler kapanacaktır. Bir sonraki aşamada bu rakamın da üzerine çıkılacağına inanıyorum." "Esas olay bu. Futbol bir zevk, temaşa ortamı. Küfürden arınan bir ortama sokmalıyız. Ancak bu yayıncı kuruluşun özverisi ile olmaz. Yeni çıkacak kanunlarla; ki ağırlaştırılmış kanunlardır. Eğitim bir yandan devam etmeli ancak yapılması gerekenler de artık yapılmalı. Artık gına geldi. Kazanmanın ve kaybetmenin doğal olduğu bir spor zaten futbol. Burada kelimelerimiz daha dikkatli seçilebilir. Hitaplarımız daha iyi olabilir. Hepimiz hatalardan ders alarak daha ılımlı bakabiliriz. Böylece marka daha da güzel olur. Talibi daha da fazla olur. Tribünleri mutlaka doldurmalıyız. Bugün büyük kulüplerimizin birçok maçının dolmadığını görüyoruz. O insanları bir şekilde orada toplamalıyız." "Bir nebze yayın haklarını artırmışsak mutluluk duyarım. Nerede olursa olsun Türk futbolunun emrindeyiz. Ufak bir damla da olsa çok mutlu olurum. Biz bir takım markaları dışarıdan alıyoruz. İnşallah ileride biz satarız. İşte o zaman markalaşırız." "Bu konuyla ilgili düşüncelerimi ifade etmiştim. Gönlümün Türk antrenörden yana olduğunu söylemiştim. Ancak Futbol Federasyonu gibi önemli bir kurumun belirlediği isimler vardır. Seçilecek teknik adama saygı duymak lazım. Onların tasarrufunda bir şey. Onlara bırakmak lazım. Herhangi birini isim olarak zikrettiğim anda bu baskı unsuru olabilir. Yanlış anlaşılabilir. Tarafsızlığımı koruyarak buna rağmen tarafımı belli ettim. Ancak TFF gibi çok büyük bir kurumun tasarrufuna da karışmak, işi hassas olan bir noktadan başka bir noktaya çekmek de yanlış olur." "Yayıncı kuruluşun yöneticileri ile yemek yiyebilirim. Ancak bana gelen bir teklif yok. Böyle bir teklif gelirse zaten herkesle bunu paylaşırım. Şu an için yorumculuğa geçmeyi düşünmüyorum.. Böyle bir gidişatım da yok. Bu konulara pek sıcak bakmadığımı ifade etmiştim ama ne olur bilemiyorum. Bende yorumculuğun doğru durmayacağı inancını taşıyorum." “Bir teknik adamın aldığı maaşla, parayla ilgilenmek ayıp bişey değildir. Bence ayıp ötesi bir şeydir. Gelen insan mutlaka haketmiştir. Ben ilgilenmem. Bu arz talep meselesidir. Birine mantıklı gelmiştir. Ötekine de uymuştur. Kimsenin ne aldığı ile ilgilenmem. O yüzden herkes hakettiğini almıştır. Dünyada pek örneği yok zaten.”

24




NBA'de forma satışları rakamları açıklanmış.Sıralamanın ilk sırasında yukarıdaki forma var.Sonuçta Kobe'nin forması doğal.Beni şaşırtan Derrick Rose formasının 4.sırada yer alması.Üstelik Wade'i geçerek.Neyse işte forma satışlarında ortaya çıkan liste;

1. Kobe Bryant – Los Angeles Lakers
2. LeBron James – Cleveland Cavaliers
3. Dwight Howard- Orlando Magic
4. Derrick Rose – Chicago Bulls
5. Dwyane Wade – Miami Heat
6. Kevin Garnett – Boston Celtics
7. Chris Paul – New Orleans Hornets
8. Paul Pierce – Boston Celtics
9. Shaquille O’Neal – Cleveland Cavaliers
10. Pau Gasol – Los Angeles Lakers
11. Carmelo Anthony – Denver Nuggets
12. Steve Nash – Phoenix Suns
13. David Lee – New York Knicks
14. Allen Iverson – Philadelphia 76ers
15. Kevin Durant – Oklahoma City Thunder

Ne Oldu Sana Ivanovic?



Ana Ivanovic...Tenisi elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum.Ivanovic'in zaman zaman gösterdiği hırsını beğeniyordum.Son yıllarda çıkışıyla kendisinden söz ettirmişti.Göstermiş olduğu performansla sıralama 1.liğe kadar yükselmişti.Daha da hayran olmuştum.Birden ne olduysa turnuvalardan daha ilk turlarda elenmeye başladı.Acaba soruyor mudur kendisine neden böyle oluyor diye?Avustralya Açık'daki elendiği maçı izledim.Maç esnasında işler kötü gittiğinde sinirleri bozuluyor ve agresif hareketler sergiliyor.Ben çok şaşırmıştım.Hiç sinirli halini görmemiştim demeyeyim ama az rastlanır birşeydi.Ama yine de kötü gidişe bir demek için elinden geleni yaptı.Yeterli olmadı maalesef.

Ivanovic'in durumunu biraz Maria Sharapova'ya benzetiyorum.Belki Sharapova'nın düşüşü omzundan geçirdiği sakatlıktan ötürü kortlardan 10 ay uzak kalması sebep olarak gösterilebilir ama sonuçta ortada bir düşüş var.Her ikisi de bir zamanlar 1 numaraydı.Sonra yavaş yavaş yerlerini kaybettiler.Her ikisi için de üzücü bir durum.Sharapova'ya karışmam ama Ivanovic'in bir an önce kendisine gelmesi lazım seyir zevki açısından.

Bundan Böyle Twitter Yok



Manchester United oyuncularına twitter yasağı gelmiş.Twitter birçok oyuncu için sorun haline gelmeye başlamıştı.Problemlerini teknik ekiple paylaşmak yerine twitterden duyuruyorlar.Örnek verecek olursak Darrent Bent'in takımdan ayrılmak istediğini twitterden duyurması ve Ryan Babel'in hocası Benitez'i eleştirmesi.Her iki oyuncu da bu hareketlerinden dolayı zorluk yaşadılar.

Öyle görünüyor ki bu yasaklama haberleri gelmeye devam edecek.Oyuncular böyle yapmaya devam ederse.Gerçi yasaklamak da bir çözüm değil ama bu gibi sorunların yaşanmaması için alınmış bir tedbir olarak görmek gerekiyor.

O Anlar # 13


Tüm dünya tarafından kabul görmüş, dünyanın en iyi on numaralarından ikisi aynı karede.George Hagi ve Diego Armando Maradona...

20 Ocak 2010 Çarşamba

Zincirsiz Bisiklet

Adapazarı'nda yaşana bisiklet meraklısı bir vatandaş olan Mükremin Akar, uzun süren çabalarının ardından zincirsiz bir bisiklet üretmiş. Evinde yaptığı çizimleri, bir atölyede birleştiren ve ilk prototipi 52bin TL ye mal ederek amacına ulaşmayı başarmış. Mükremin Akar yaptığı açıklamada :
"Tamamen meraktan bu işe başladım ve kendimi geliştirdim. Pedal çevirdiği zaman mekanik sistem ürettiği gücü metro sistemi adını verdiğim parça yardımıyla tünel geçiş sistemiyle arka tekerleklere veriyor ve onları hareket ettiriyor. Bisikletin hızı da pedal olmadığı için zincirli bisikletlere göre 4 kat daha fazla" demiş ve yaptığı bisiklete sponsoru Yılmaz Şahinalp'in adını verdiğini söylemiş.

Kim bilir belkide bu modeli ilerde Lance Armstrong'un altında Tour de France'da izleriz.

F1 2010 sezonu ön incelemesi

2010 sezon testleri 1-3 Şubat arasında Valensiya'da ardından 10-13 ve 17-20 Şubat arasında Jerez'de devam edip 25-28 Şubat tarihleri arasında yapılacak Barselona testlerinden sonra bitecek. Geçen sezonda olduğu gibi mali kaynakların kısılma çabasından dolayı bu sezonda testler 15,000km ile sınırlanmış olarak yapılacak.
Testler başladığında sezonun ilk bölümü (Avrupa'ya gelene kadar) de büyük oranda şekillenmiş olacak. Testler başlamadan takımları araçları ve pilotları bakımından genel hatlarıyla masaya yatıracak olursak:

Vodefone Mclaren:
Mclaren ile Mercedes ayrılmış olmasına rağmen takım hala Mercedes motoru kullanmaya devam ediyor. Tabiki üretici firma, artık ortağı olmadığı için motor konusunda geçen seneki kadar rahat bir Mclaren beklenmiyor bu sezon. Yinede Mclaren'in elinde gayet hızlı ve dengeli bir şase ve Mercedes'in yıllar içinde takımda bırakmış olduğu disiplin var.
Pilot seçiminde 2 İngiliz: Hamilton ve Button, tercihini yapan takım; bu bakımdan gridin en formda pilot kombinasyonuna sahip görünüyor. Ayrıca 2 pilotun da İngiliz olması nedeniyle daha önce yaşanmış olan Alonso-Hamilton kavgası gibi kavgaların olması beklenmediği gibi pilotlar arasında bir arkadaşlık havası da hakim gibi görünüyor.
İngilizlerin ekonomik desteğini de arkasına almış olan takımın sezon öncesi tek dezavantajı; yıllardır birlikte çalıştığı Mercedesten ayrılmış olması.

Mercedes Gp Petronas
Uzun süredir kendine ait bir takım hayalleri kuran Mercedes, en sonunda nihai hedefine ulaşarak Brawn Gp'yi sezon sonunda satın aldı. Brawn geçen sene şampiyon olmuş olmasına rağmen maddi imkansızlıklar nedeniyle sezon içi şasi geliştirmede diğer takımların arkasında kalmıştı, Mercedes'in maddi desteğini arkasına alan takım bu konuda geliştirmelerine devam ediyor.
Nico Rosberg, Micheal Schumacher şeklinde 2 Alman pilotu bünyesine katan takımda, 1. 2. pilot uygulaması kaçınılmaz gibi görünüyor. Nico Rosberg şu ana kadar performansıyla takımını alıp götürüp şampiyon yapabilecek bir pilottan çok takımına puan kazandıran 2. pilot olabilecek bir görüntü çizdi. ( bu Nico kötü pilottur demek değil, Nico yarıştığı her yarıştan puan alma kapasitesine sahip bir pilot). Schumacher ise tamamen kapalı kutu, 3 yıl aradan sonra tekrardan koltuğa oturduğu için nasıl bir performans göstereceği tamamen belirsiz.
Takımın genel olarak avantajı, geçen sene şampiyon olan şasi-motor kombinasyonunun ortaklığının büyüyerek devam ediyor olması. Dezavantajı ise şampiyon pilotu ellerinden kaçırıp, Schumacher'i getirmeleri. Diğer yandan ise Schumacher'in de dönüşüyle Alman desteğinin yanına ciddi bir hayran kitlesi de koymuş oldu takım.

Scuderi Marlboro Ferrari
2009'dan ümidi kestikleri andan itibaren 2010 sezon şasisine yönelinmiş olması, 2010 için Ferrari'yi tekrardan iddalı takımlar arasına sokuyor. Yılların verdiği tecrübeyi kullanan ve takım içinde pek değişikliğe gitmemiş olması Ferrari hanesinde büyük avantaj olarak gözüküyor.
Pilot seçimlerinde; geçen sezeon yaşadığı sakatlığın ardından tekrar pistlere dönmüş olan Massa'nın yanına şampiyonluk stresini kaldırabilecek Alonso'yu oturtan Ferrari, 2 pilot konusunda iyi bir ikili oluşturmuş gibi duruyor. Mclaren'de 1. 2. pilot kavgası yaşayan Alonso, ne kadar Ferrari'de mutlu olduğu izlenimi verniş olsada, sezon içinde 2. pilotluğa atılırsa vereceği tepki ise merak konusu.
Takımın pek değişikliğe gitmemiş olması ve 2010 geliştirmelerine erken başlamış olması bu sezon Ferrari için en büyük avantaj.

Red Bull Racing
Renault motor desteğine sahip takım, geçen sezon bir yandan şampiyonluk mücadelesi içindeyken, diğer yandan da tüm mali kaynaklarını kullanıp 2010 geliştirmelerini aksatmadan götürmüştü. Bu sezonda üst sıralar için çekişebilecek bir izlenim içinde duruyorlar.
Pilotlarını değiştirmeyerek; deneyimli Mark Webber ve F1'in yükselen yıldızı Sebastian Vettel 2lisiyle devam eden takım, pek çok takımdan daha istikrarlı bir çizgiye sahip bir pilot kombinasyonuna sahip.
Takımın genel avantajı ise geçen seneki başarılı kadrolarından hiç birşey değiştirtirmeden aynı çizgide yollarına devam ediyor olmaları.

Force İndia F1
Mali sıkıntılarına rağmen geçen sezonun son döneminde atağa kalkan ve beklenmedik sonuçlara imza atan takım bu sezonada orta sıralar için iddalı bir şekilde giriyor.
Pilot kombinasyonunu değiştirmeden; Sutil ve Liuzzi ile devam eden takım özellikle Sutil'den önümüzdeki sezon çok şey bekliyor.

Renault F1
Çifte şampiyonluğun ardından bocalama dönemine giren takım hala bu dönemi atlatamamış durumda gözüküyor. Geçen sezon ortaya çıkan skandalın ardından, kriz yönetemeyerek hala toparlanamayan takım bu sezon anca orta sıralar için çekişecek gibi görüyor.

Muhtemel Sezon Sonu Tablosu

1- Scuderia Ferrari Marlboro
2- Vodefone Mclaren
3- Mercedes Gp Petronas
4- Red Bull Racing
5- Force İndia F1
6- Scuderi Toro Rosso
7- BMW Sauber
8- Renault F1
9- AT&T Williams
10- Lotus F1
11- Virgin Racing (Manor Gp)
12- Campos Meta
13- Us F1 Team

Dipnot: Bu liste test sezonu öncesi olduğu için, hiçbir sayısal veriye dayanmadan, takımların 2009 geliştirmeleri ve pilotların geçmiş performansları göz önünce bulundurularak oluşturulmuştur.

18 Ocak 2010 Pazartesi

O Anlar # 12


Real Madrid'in antrenmanından bir görüntü.Ronaldo olağanüstü yeteneklerini sergiliyor, Carlos ise bu gösteri gülümseyerek, Ronaldo'nun aksine, izliyor.

16 Ocak 2010 Cumartesi

'Raul, Real Madrid'den ayrılmalı'

Real Madrid'in eki teknik direktörü Ben Schuster, bir tv programında Real Madrid'de sakat olmadığı sürece yedek klübesi yüzü görmemesine rağmen bu sene klübeden çıkamayan kaptan Raul hakkında açıklamalar yaptı.

"Raul, futbolu Real Madrid'de bırakmak istiyor. Ancak kariyerinin kalan yıllarında futboldan zevk almak istiyorsa başka bir takıma gitmeli, Önünde sadece birkaç yılı kaldı. Ancak Real Madrid'in bu kadrosunda ilk on birde yer bulması çok zor. Bu yüzden başka bir takıma gidip yeniden form tutmalı ve insanlara onu nasıl biliyorlarsa o şekilde futbol oynayıp veda etmeli"

Schumacher İddalı

Mercedes Gp ile 1 sezonluk anlaşma imzalayarak F1'e geri dönen Micheal Schumacher hafta içinde Gp2 testlerine katıldı ve iddalı konuştu. Schumacher yaptığı açıklamada: Mercedes Gp ile bir sezonluk anlaşma imzalamış olmasına rağmen, 3 yıl daha yarışmak istediğini ve ilk yılında şampiyon olmasının garantisini veremeyeceğini; fakat önümüzde ki 3 yıl içinde yeniden şampiyon olacağınına inandığını, belirten açıklamalar yaptı.

Gökhan Ünal, Fenerbahçede

Son günlerde basında sürekli dile getirirlen, ayrıntıları tartışılan transfer gün içinde sonuçlandı ve Fenerbahçe, Trabzonspor ile 3,5M€ + Burak Yılmaz karşılığında anlaşarak golcü futbolcuyu renklerine bağladı. Bu transfer sonucunda kazanan kim oldu, ardında yatan gerçekler nelerdir sorularıda transferin sonuçlanmasıyla birlikte tartışılır oldu. 2 cepheyede ayrı ayrı bakacak olursak.

Fenerbahçe, Kazım'ın kadro dışı bırakılması ve Semih'in de klüp içinde bazı sorunları olması sebebiyle forvet hattında; bir türlü istikrar yakalayamamış olan Guiza ve sezonun formsuz ismi Deivid'e kalmıştı. Elinde zaten Guiza varken ve takım tek forvet oynarken yabancı hakkını forvet hakkından yana kullanmak istememiş olan Fenerbahçe için Gökhan zaten akla gelebilecek 2-3 futbolcu arasında yer alıyordu. Fenerbahçe bu transferle sonucunda; Türkiye liginde kendini kanıtlamış bir forveti renklerine kattı, ayrıca apar topar bir yabancı getirip hem yüksek bonservis bedelleri hemde uyum sorunu gibi form düşüklüğüne sebep olabilecek durumlardan kaçınmış oldu. İşin diğer bir yanı ise 3 sene önce tüm 3 büyüklerin gözlerini diktiği Gökhan Ünal - Mehmet Topuz ikilisini de tekrardan biraraya getirmiş oldu. Kayseri'deyken almak istese 5-6M€'dan aşağı bir fiyata alamayacağı Gökhan'ı da 3,5M€'ya getirmiş oldu. Ayrıca Fenerbahçe bu transferle birlikte, yabancı hakkı dolduğu için yerli oyunculara yönelmiş durumda olan Galatasaray'ı da Sercan Yıldırım'a mecbur bırakmış durumda oldu.

Trabzonspor, sezon başından beri formsuzluk çeken forvet hattına Gutierrez'i transfer etmesinden sonra Gökhan Ünal takımın 3. ve formsuz forveti konumuna düşmüştü. Takımda 1 sene daha tutmaya kalktıkları vakit bedelsiz olarak takımdan ayrılacak bir oyuncu karşılığında da 3,5M€ + Burak Yılmaz'ı aldılar. Burak Yılmaz tamamen bir kapalı kutu olsada, Şenol Güneş ısrarla kendisini istediğine göre bir bildiği var demek ki. Ayrıca uzun zamandır mali yokluklar nedeniyle Fatih Tekke'yi takıma getiremeyeceklerinden bahseden Trabzonspor yönetimi, Gökhan'dan kazandığı parayla Fatih'i de takıma geri kazandırıp, taraftarlarını memnun da edebilir.

15 Ocak 2010 Cuma

Geriye 2 Adım Marş

Lebron James topla birlikte yürümeyi çok sever.Maçları dikkatle izlediğinizde farkedeceksiniz.Lebron bu sabaha karşı oynanan Utah maçında iki pozisyon var.Birincisi, en azından benim gördüğüm, Korver'ın Lebron'a yaptığı blok öncesi Lebron üç adım atıyor.Diğeri ise Lebron iki adım geriye gidip üçlük atıyor.



1.18 saniyede pozisyon.

Bir arkadaşımız Korver'ın hareketini sormuş.Hemen videosunu buldum.Bu eksiklik için özür dileyerek işte o blok;

Holosko İle 3 Yıl Daha



Beşiktaş sezon sonu sözleşmesi biten oyuncularıyla masaya oturmaya başladı.Belki de en çok zorlanacakları Holosko diye düşünürken ilk Holosko ile anlaştı ve 3,5 yıllık sözleşme imzaladı.Bence Beşiktaş akıllılık etti.Her ne kadar da bu sene fazla bir randıman alamasalar da iyi bir oyuncu ve Denizli'nin oyun sisteminde önemli bir yer alıyor.

All Night Long

O Anlar # 11


Tarih:19 Kasım 1969...Yer:Maracana Stadyumu...Pele 34.dakikada kullandığı penaltıyla kariyerindeki 1000. golünü atarken...

Ya Yıldız Alın Ya Da Bırakın Gidelim


"Şimdi kulübün sahiplerinin sırası, eğer Manchester United ya da Chelsea gibi takımlarla rekabete girmek istiyorlarsa, daha derin bir kadro oluşturmak zorundalar. Bu da daha çok kaliteli birinci sınıf oyuncuya ihtiyacımız olduğu anlamına geliyor. Ayrıca elimizdeki yıldızların gitmesine de izin vermeliler."

Fernando Torres

Uçan Adam Ginobili

Tamika Catchings Galatasaray’da



Galatasaray, WNBA'de Indiana Fever takımında oynayan Tamika Catchings'i kadrosuna katmış.Bu transferi duyunca çok şaşırdım.Çünkü Türkiye'ye gelebileceğini hiç düşünmüyordum.WNBA'yi takip ettiğim kadarıyla inanılmaz bir oyuncu.Bizim ligimiz için biraz fazla ama Avrupa maçları açısından iyi olabilir.Galatasaray'ı tebrik ediyorum.Müthiş bir iş çıkarmışlar.En kısa zamanda Tamika'yı izlemeyi isterim.Hoşgeldin Tamika Catchings.

Bu arada GS'nin resmi sitesinde birşey gördüm.Birşeyi bilmiyordum, öğrenmiş oldum.O da Tamika Catchings basketbol tarihinde bugüne kadar Quintuple Double istatistiğine sahip (25 sayı, 18 ribaund, 11 asist, 10 top çalma, 10 blok) tek sporcu imiş.Bir kez daha hayran kaldım kendisine.

Geldiğim İçin Mutluyum



“Benim için sürpriz oldu bir hatta bir şok diyebilirim. Açıkçası bu aşamada Everton'dan ayrılmak gibi bir düşüncem yoktu, ama iki kulübün görüştüğünü ve anlaştığını öğrendim. Ben de ailem ve kariyerim için en doğru kararı vermek istedim. Galatasaray çok büyük ve Avrupa'da hedefleri olan bir kulüp, böyle bir takımın parçası olacağım için mutluyum.”

“Benim için harika olacağını düşünüyorum. Yeni bir rekabetin içine gireceğim. İngiltere'den ayrıldığım için üzgünüm, orada çok güzel birkaç yıl geçirdim, birçok insana teşekkür borçluyum. İngiltere'den ve Everton'dan ayırlacağım için üzgünüm, ama Galatasaray'a transfer olduğum için de çok memnunum.”

Lucas Neill

Hafta Sonu Futbol



15 Ocak Cuma
20:30 Fildişi Sahilleri-Gana / Eurosport
21:30 Bayern Münih-Hoffenheim / TRT 3

16 Ocak Cumartesi
13:30 Dardanelspor-Kayseri Erciyesspor / D Spor
14:30 Hamilton-Rangers / Futbol Smart
14:45 Stoke-Liverpool / Spormax
16:30 Leverkusen-Mainz / TRT 3
17:00 S.United-Middlesbrough / Euro Futbol
17:00 Celtic-Falkirk / Futbol Smart
17:00 Man United-Burnley & Chelsea-Sunderland / Spormax
18:00 Nigeria-Benin / Eurosport
19:30 Everton-Man City / Spormax
20:30 Mısır-Mozambik / Eurosport
20:30 Beşiktaş-İstanbul BŞB / TRT 1
21:00 A.Bilbao-Real Madrid / NTV
21:45 Bari-İnter / NTV Spor
22:00 PSG-Lille / Kanal A
23:00 Barcelona-Sevilla / NTV

17 Ocak Pazar
13:30 Karşıyaka-Adanaspor / D Spor
15:30 Aston Villa-West Ham / Spormax
15:30 N.Breda-Ajax / Futbol Smart
15:30 Utracht-Twente / Euro Futbol
16:00 Milan-Siena / NTV Spor
17:30 Denizlispor-Bursaspor / TRT 1
18:00 Bolton-Arsenal / Spormax
18:00 Gabon-Tunus / Eurosport
20:30 Kamerun-Zambiya / Eurosport
20:30 Galatasaray-Denizli Belediyespor / TRT 1
21:45 Napoli-Palermo / NTV Spor
22:00 Valencia-Villareal / NTV
22:00 Bordeaux-Marsilya / Kanal A

18 Ocak Pazartesi
18:00 Angola-Cezayir / Eurosport
18:00 Mali-Malawi / Eurosport 2
20:00 Konyaspor-Gaziantep BŞB / D Spor
20:30 Antalyaspor-Fenerbahçe / TRT 1
21:45 Newcastle -WBA / Futbol Smart

14 Ocak 2010 Perşembe

O Anlar # 10

Frank Rijkaard'ın Rudi Voller'i sevdiğini gösterirken...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails