31 Aralık 2009 Perşembe

Herkese iyi seneler


Futbolda sezon araları verildi, 4 ocak'ta başlıyacak transfer sezonu 4 gözle bekleniyor, F1 de yepyeni takımlar, pilotlar ve kurallarla tempolu ve keyifli bir sezona göz kırpıyor... Kısacası 2010 tüm spor dallarında takip edilmesi gereken vaatlerle geliyor.

Herkese sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir 2010 senesi dileriz.

30 Aralık 2009 Çarşamba

Hafta Sonu Futbol



2 Ocak Cumartesi
17.00 Middlesbrough – Man. City /NTVSPOR – FA Cup
19.15 Reading – Liverpool (NTVSPOR) – FA Cup
21.00 Barcelona – Villarreal / NTV)
23.00 Atletico Madrid – Sevilla / NTVSPOR

3 Ocak Pazar
15.00 Man. United – Leeds United / NTVSPOR – FA Cup
18.15 West Ham – Arsenal / NTVSPOR – FA Cup
18.00 Zaragoza – Deportivo / NTV
20.00 Mallorca – Athletic Bilbao / NTVSPOR
22.00 Osasuna – Real Madrid / NTV

29 Aralık 2009 Salı

Darren Bent: Arachnophobia

Dünya Kupası öncesi, kupaya gidecek olan milli takımlarında forma şansı bulabilmek için pek çok futbolcu; daha göz önünde olacakları, performanslarını daha iyi gösterip, daha çok forma kapabilecekleri takımlara transfer olmaya çalışırken Darren Bent'den çarpıcı bir açıklama geldi.

Turnuvaya gitmesine kesin gözüyle bakılan İngiliz Milli Takımının golcüsü Darren Bent; örümceklerden çok korktuğunu, onların çok iğrenç yaratıklar olduğunu ve bu sebeple pek çok öldürücü örümcek cinsinin bulunduğu Güney Afrika'da düzenlenecek olan Dünya Kupası'na gitmeyi düşünmediğini, söyledi.

Dennis Berkamp'ta daha önce uçak korkusu yüzünden 2002 Kuzey Kore-Japonya Dünya Kupasına katılmama kararı almıştı.

25 Aralık 2009 Cuma

Ajax bunu hep yapıyor


1984-85 sezonu UEFA Kupası 1. turunda Luksemburg takımı Red Boys Differdange ile eşleşen Ajax serinin ilk maçında Lüksemburg'dan 0-0 eşitlikle dönüyor. Amsterdam'daki rövanş ise Lüksemburglular için tam bir facia olarak 14-0 bitiyor. UEFA Kupası tarihinin en farklı maçı olarak tarihte yerini alıyor.
3 Ekim 2984 tarihinde oynana maçın golleri:
4' Spelbos (pen.) 1-0
8' R. Koeman 2-0
13' Van Basten 3-0
18' Bosman 4-0
38' Van Basten 5-0
51' Rijkaard 6-0
54' Van Basten 7-0
56' Vannenburg 8-0
64' Van Basten 9-0
70' Schoenaker 10-0
76' R. Koeman 11-0
78' R. Koeman 12-0
80' Bosman 13-0
84' Van Basten 14-0


Aynı turda temsilcimi Fenerbahçe - Fiorentina eşleşmesinden de Fiorentina 0-1 ve 2-0 lık skorlarla tur atlayan ekip olmuş.

F1 seyirci sayıları


29 Mart 2009'da düzenlenen Avusturalya Gp'yi izlemeye; Perşembe antrenmanına 42.300, Cuma antrenmanına 64.200, Cumartesi sıralama turlarına 74.500, Pazar günü yarışa 105.000 kişi olmak üzere 286.900 kişi gitmiş. Perşembe antrenmanında yakalanmış olan 42.300 rakamı ise 14 yıllık Avusturalya Gp tarihinde ki en düşük rakam.

2009 yılında Türkiye Gp'yi izlemeye ise sadece 36.000 kişi gelmiş. F1 tarihinde yaşanmış en düşün seyirci katılımı. Takımlar 2008 yılında az seyirci geldiği için pisti takvimden çıkarmakla eleştirirken, 2009 yılında rakam dibe vurmuş durumda.

21 Haziran 2009'da düzenlenen İngiltere Gp'de; 128.000 taraftar tribünlerde yer almış. Sezon sonunda sözleşmesini uzatması ve gelecen yatırımlarla pisti yenilemeye başlayan İngiltere, bilet fiyatlarını 2010 sezonu için 2 katına çıkarttığını bildirmesine rağmen, 2010 için elinde ki büyük biletleri sattığını açıkladı.

3 Ağustos 2008'de düzenlenen Macaristan Gp'ye tam 106.000 taraftar katılmış ve bunların yaklaşık 25.000'ini vatandaşları Kubica'yı izlemeye gelen Polonyalılar oluşturuyor.

7 Haziran 2008 tarihinde ki İngiltere Gp'ye katılım ise 95.000.

27 Nisan 2008'de ki İspanya Gp'ye giden taraftar sayısı resmi rakamlara göre 132.600.

2008 yılında düzenlenen Türkiye Gp'ye katılım ise 40.000; bu sayı F1 tarihinde bir kara leke olarak adledilmiş ve yönetim sert dille eleştirmişti ama değişen pek birşey olmadı ki 2009 yılında bu sayı 8.000 daha da düştü.

23 Aralık 2009 Çarşamba

Olmadı Şimdi Ajax



Bir kupa maçı...Rakip alt liglerde oynayan WHC...Tam kadro ile maça çıkan Ajax...Sonuç ortada 1-14.18. ile 33. dakikalar arasında 15 dakikalık rakibi tanıma faslından sonra 6 gol, 83. ile 89. dakikalar arasında ise bu kadar gol yetmedi diyerek 4 gol daha atmış Ajax hiç acımadan.WHC'li oyuncular mutludur bana sorarsınız.Tam kadro çıkan Ajax'a en azından bir gol atmışlardır.

Ajax'a hiç yakıştıramadığımız hareketler bunlar.Olmadı Ajax.

UEFA Şampiyonlar Ligi Eşleşmeleri



Şampiyonlar Ligi'nde 2. tur eşleşmeleri belli oldu.Eşleşmeler sonucunda 8 tane heyecanlı geçmeye aday maç ortaya çıktı.Biraz geç de olsa isterseniz sırayla eşleşmelere bakalım.

  • Stuttgart-Barcelona

Stuttgart gruplarda kötü performans göstermesine rağmen son maçta grubun flaş takımı olan Urcizeni'yi farklı mağlup ederek gruptan 2.olarak bir üst tura çıktı.Açıkça söylemek gerekirse Urcizeni daha çok haketmişti.Stuttgart'ın bu seneki oyununda geçen seneye nazaran gözle görülür bir şekilde düşüş var.Hem Bundasliga'da hem de ŞL de kendilerinden beklenmeyen bir oyun ortaya koydular.Bunda belki Mario Gomez'in gitmesi neden gösterilebilir.Gruptan bir şekilde çıktılar ama 2.turda hiç istemedikleri bir takımla eşleştiler.Bir sezondaki tüm turnuvalarda mutlu sona ulaşan, hem bireysel hem de takım olarak birçok ödül alan Barcelona ile mücadele edecekler.En azından güçlerinin yettiği kadarıyla.Bu eşleşme hakkında daha fazla söz söylemeye gerek yok.Barça kesin favori olarak gözüküyor.

İlk maç 23 Şubatta Mercedes-Benz Arena'da, ikinci maç ise Nou Camp'ta 17 Martta oynanacak.

  • Olympiakos-Bordeaux
Her iki takım da herhalde bu kurayı beğenmişlerdir.O kadar dişli ekiplerden çeke çeke birbilerini çektiler.Olympiakos biraz da grubunun zayıflığından yararlanarak gruptan çıktı.Bordeaux ise Juventus ve Bayern Münich gibi zorlu iki ekibin önünde grubu 1. tamamlayarak 2.tura çıktı.Bordeaux bu sene hem Ligue 1 de hem de ŞL de güzel futbol oynuyor.O gruptan çıktıktan sonra 2.turda Olympiakos ile eşleşmek Bordeaux için bir fırsat.Bu fırsatı geri çevirmeyeceklerdir.

İlk maç 23 Şubatta Karaiskakis Stadyumu'nda, ikinci maç ise 17 Martta Stade Chaban-Delmas oynanacak.


  • Inter-Chelsea
Geldik oynanacak her iki maçın da birbirinden zevkli, kıran kırana olacağı mücadeleye.Daha önemlisi teknik adamların söylemleri ön plana çıkacak bir eşleşme.Bir tarafta Jose Mourinho diğer tarafta Carlo Ancelotti.Bu eşleşmeden o kadar hikaye çıkar ki.Jose ve Carlo İtalya'da birçok kez karşı karşıya geldiler.Her maç öncesi birbirlerine güzel(!) şeyler söylediler.Sonra Carlo, Jose'nin Premier Lig'de başarılar kazandırdığı ama bir türlü Şampiyonlar Ligi'nde başarı kazanamadığı ve bu yüzden gönderildiği eski takımı olan Chelsea'nin başına geçti.Eğer Chelsea bir üst tura çıkarsa Jose geçmiş dönemlerdeki yaşadığı sıkıntıdan kurtulamamış olacak ve iyice ezilecek, yok eğer Inter çeyrek finale çıkarsa o zaman Jose'nin havasından geçilmez.Hem Chelsea'ye bir mesaj yollamış olur hem de Carlo'ya.Bakalım yüzü gülen kim olacak.Heyecanla bekliyoruz.

İlk maç 24 Şubatta San Siro'da, ikinci maç ise 16 Martta Stamford Bridge'de oynanacak.


  • Bayern Münich-Fiorentina
İki denk takımın mücadelesine sahne olacak bir eşleşme.Birbirlerinden fazla bir farkları yok.Bayern bu sezona istediği gibi başlayamamıştı.Daha sonralarında biraz düzelme var ve grupta son maçta Juve'yi yenerek gruptan çıktı.Liverpool'un baş belası olan Fiorentina beklenmedik bir şekilde gruptan çıkmayı başardı.Bu eşleşmeden sonra çeyrek final oynama şanslarını yüksek buluyorum.Diğer taraftan Bayern bir diğer İtalyan takımını da saf dışı bırakabilir.

İlk maç 17 Şubatta Allianz Arena'da, ikinci maç ise Stadio Artemio Franchi'de 9 Martta oynanacak.


  • CSKA Moskova-Sevilla
Sevilla rahat bir gruptan eli kolunu sallaya sallaya çıktı.Kaliteleri tartışılmaz.Hücum hatları oldukça kuvvetli.CSKA ise biraz da Beşiktaş'ın yardımıyla gruptan 2. çıkarak bir nevi sürpriz yaptı.CSKA ilginç bir takım.Kadroya baktığınızda öne çıkan bir oyuncuları yok ama takım olarak iyi işler yapıyorlar.Her an ne yapacağı belli olmayan bir takım özelliğine de sahip CSKA.Bu özelliği CSKA'yı çeyrek final yolunda bir adım öne çıkartabilir.Çünkü Sevilla hiç umulmadık maçlarda zorluk yaşıyorlar ve puan kaybedebiliyorlar.CSKA bu durumdan faydalanabilir ama yüksek bir oran değil bunun gerçekleşmesi.

İlk maç Luzhniki Stadı'nda 24 Şubatta, ikinci maç ise Ramon Sanchez'de 16 Martta oynanacak.


  • Lyon-Real Madrid
Real Madrid bu sezonki transferleriyle bir anda Şampiyonlar Ligi'nde favoriler arasındaki yerini iyice sağlamlaştırdı.Kadroya baktığımızda rakip takımların çekinmemesi mümkün değil.Ama bu takımın alt liglerde oynayan bir takıma kupada elenmesini görünce yenilmez olmadığını görüyoruz.Lyon bu sene ligte biraz sıkıntılı.Bazı maçlarda iyi oynuyorlar bazı maçlar ise öyle bir sonuçla bitiyor ki şaşırmamak elde değil.Eğer bu sene Real o transferleri yapmamış olsaydı Lyon derdim ama Lyon'un bir yere kadar zorlayacağını düşünüyorum.Sonrasında ise Real tur vizesi alır, yolunu devam eder diyorum.

İlk maç Stade de Gerland'da 16 Şubatta, ikinci maç ise 10 Martta Barnebau'da oynanacak.


  • Porto-Arsenal
Keyifle beklediğim bir eşleşme.Wenger genç kadroyla birşeyler başarma yolunda senelerdir devam ediyor.Bazen istediği verimi alamıyor ama hala o hedefe gitme konusunda istekli.Bu sene de takımı formda.Yaş ortalamasına bakıldığında oldukça gençler.O kadarki bir maçta Wenger 19 yaş ortalaması olan bir takım çıkardı sahaya.Rakip takımın teknik adamı sitemde bulunarak bu işi iyice çoluk çocuk oyununa döndürdüler dediğini anımsıyorum.İşte bu genç ekip Porto gibi mücadele gücü fazla olan bir takıma karşı biraz zorlansalar da geçeceklerini düşünüyorum.Porto'ya bir şans vermiyorum açıkcası.

İlk maç Estadio Drago'da 17 Şubatta, ikinci maç ise 9 Martta Emirates'de oynanacak.


  • Milan-Manchester United
Dev bir eşleşme daha.Manchester C.Ronaldo'yu kaybettikten sonra nasıl bir futbol oynayacakları merak konusuydu.Beklenilenin aksine gayet iyi oynuyorlar.Özellikle Ryan Giggs faktörünü belirtmek istiyorum.Genç(!) yaşına rağmen inanılmaz oynuyor.Bu sezon alınan Valencia da iyi uyum sağladı.Manu herşey iyiy gidiyor.Milan ise lige kötü bir başlangıç yapmıştı.Daha sonra bir seri ile durumu düzelttiler.Her ne kadar Seria A'da 2.sırada olsalar da o kadronun yeterli olmadığını düşünüyorum.Hep şu söylenir:Takımın yaş ortalaması ne kadar yüksekse başarı o kadar yakındır.Milan bunu biraz abartmış durumda.30 yaşın altında neredeyse kimse yok.Bir Pato var o kadar.O kadro lig için yeterli görülebilir ama Şampiyonlar Ligi gibi tempolu ve yüksek mücadelenin olduğu bir ligde kesinlikle başarıyı yakalayamazsınız.Yıllardır aynı isimler oynuyor ve herhangi genç yeteneğe denk gelmemiz olanaksız.Milan'ın bir değişikliğe gitmesi gerekir diye düşünüyorum.Bu eşleşmenin favorisi Manu'dur.

İlk maç San Sİro'da 16 Şubatta, ikinci maç ise Old Trafford'da 10 Martta pynanacak.

UEFA Avrupa Ligi eşleşmeleri

Geçtiğimiz cuma günü UEFA Avrupa Ligi eşleşmeleri belli oldu, temsilcilerimize kısmen zorlu rakipler çıktı.
İşte Avrupa Ligi eşleşmeleri, alt alta yazılı olan maçların galipleri bir sonraki turda birbirleriyle karşılaşacaklar.
Boldla yazılı olanlar benim favori olarak gördüklerim.

Rubin Kazan - H.Tel Aviv
Villarreal - Wolfsburg

Athletic Bilbao - Anderlecht
Hamburg - PSV

Kobenhavn - Olimpic Marseille
Herta Berlin - Benfica

Panathinaikos - Roma
Standard - Salzburg

Atletico Madrid - GALATASARAY
Everton - Sporting Lizbon

Ajax - Juventus
Fulham - Shakhtar

Brugge - Valencia
Twente - Werder Bremen

Liverpool - Unirea Urziceni
Lille - FENERBAHÇE

Schumi Mercedes Gp'de

Haber ajanslarına son dakikada düşen bilgilere göre; Mercedes Gp, Brawn'ı satın almasından beri ilgilenmekte olduğu efsane pilot Schumacher'le 1 yıllık anlaşmaya imza attı. Nico Rosberg'in yanına takımı şampiyonluğa taşıyacak ve ilgileri takım üzerine çekecek bir pilot almaya çalışan Mercedes Gp son yılların en büyük transfer bombalarından birini patlatarak F1 e veda etmiş bulunan Schumacher'i geri dönmeye ikna etti. Resmi olmasada anlaşılan rakamın 1 sene için 7milyon€ civarında olduğu tahmin ediliyor.

22 Aralık 2009 Salı

FIFA ve Ödülleri

FIFA yılın en iyilerini bir törenle açıkladı.Sırasıyla FIFA yılın oyuncusu(erkek), FIFA yılın oyuncusu(bayan), FIFA fair play ödülü, FIFA başkanlık ödülü, FIFA yılın gelişim ödülü, FIFA Ferenc Puskas en iyi gol, FIFA FiFPro Dünya 11'i belirlendi.İsterseniz bu ödüllerin sahiplerine bakalım.

FIFA Fair Play Ödülü

Sir Bobby Robson




FIFA Başkanlık Ödülü

Ürdün Kraliçesi Rania Al Abdullah



FIFA Yılın Gelişim Ödülü

Çin




FIFA Ferenc Puskas En İyi Gol

Cristiano Ronaldo (Manchester United-Porto)





FIFA Yılın Oyuncusu (Erkek)

Lionel Messi



FIFA Yılın Oyuncusu (Bayan)

Marta Vieira da Silva





FIFA FiFPro Dünya 11'i

Iker Casillas,
John Terry, Nemanja Vidic, Patrice Evra, Dani Alves, Xavi Hernandez, Andre Iniesta, Steven Gerrard, Lionel Messi, Cristiano Ronaldo, Fernando Torres



Kortun En İyileri



Uluslararası Tenis Federasyonu (ITF) yılın tenisçilerini seçti.Bayanlarda yılın tenisçisi ödülüne Serena Williams layık görüldü.Safina'ya baya laf atmıştı.Şampiyonluğu yok ama hala klasmanda 1. sırada nasıl bir iş bu gibilerinden.Bu yıl içinde hem klasmanda 1.liği elde etti hem de 2009 yılının bayan tenisçisi seçildi.Serena bu ödülü 2. kez alıyor.Serena ayrıca çift bayanlarda da kardeşi Venus Williams ile bu ödülü kazandılar.

Erkeklerde ise herkesin tahmin edebileceği gibi Roger Federer 2009 yılında da devam ettirtiği performansıyla 2009 yılının erkek tenisçisi seçildi.Roger bir dönem Nadal'a geçilmişti.Hem o dönemden sonraki başarılarıyla hem de Nadal'ın şanssız sakatlığından dolayı kortlardan bir süre ayrı kalmasıyla tekrardan zirveye yerleşti.Ayrıca Federer 2009 yılında Pete Sampras'ın rekorunu geliştirerek en çok Grand Slam kazanan tenisçi oldu.Tam 15 kez Grand Slam'lerde mutlu sona ulaştı.Federer bu ödülü 5.kez alıyor.

Fenerbahçenin Laneti - Maçsız Günler


Yıllardır dile getirilen bir söylem vardır; Fenerbahçe uzun soluklu, devamlı maratonların takımıdır, bu sebepten Avrupa'da başarılı olması zordur diye. Fenerbahçeyi yakından takip edenler bilirler, ne zaman lige ara verilse, devre arası, milli maç arası vb. Fenerbahçe en formunda olduğu dönemde bile bir düşüş evresine girer, çoğu zaman puan kaybı olarak gösterir bu düşüş kendini.

İşte bu düşüşlerden eskilerden günümüze son 20 sezon üzerinden istatiksel bilgiler;

1989-1990: 29 ekim- 10 kasım arası verilen aradan sonraki çıktığı 3 maçta 1 puan toplar ve mağlup olduğu 2 maçta deplasman maçıdır.

1990-1991: 6 ekim-20 ekim tarihleri arasında verilen aradan dönen Fener ilk maçınta Karşıyaka deplasmanından puan almayı başarsada arkasında gelen maçlarda 6 maçta 6 puan toplar.

1991-1992: 3 kasım - 16 kasım arasında verilen aranın ardından Fener; 2 maçta 1 puan alır.

1992-1993: 28 şubat - 14 mart tarihleri arasında verilen aradan dönen Fener; ilk maçında evinde Altay'ı yenip 3 puanla tanışmasının ardından 6 maçta sadece 1 galibiyet alıp kalan 5 maçı kaybeder.

1993-1994: 17 ekim - 15 kasım tarihleri arasında 15'er gün arayla yapılan 3 maçta 3 beraberlik alarak 3 puan toplar.

1995-1996: 27 ağustos - 9 eylul tarihleri arasında lige verilen aranın ardından; 2 maçta 2 puan alır.

1996-1997: 23 mart - 6 nisan tarihlerinde verilen aranın ardından; 2 maçta 1 puan alır.

1997-1998: 23 kasım - 7 aralık tarihleri arasında verilen aranın ardından düşüşe gelen takım, devre arasında bile toparlanamaz ve 9 maçta 10 puan toplar.

1998-1999: 20 mart - 4 nisan arası verilen aranın dönüşünde yaptığı ilk maçta yenilgiyle tanışır.

1999-2000: 26 eylül - 16 ekim tarihlerinde verilen aranın ardından çıktığı 2 maçta 1 puan toplar.

2000-2001: 17 mart - 1 nisan tarihlerinde verilen aranın ardından ilk maçında o sezon küme düşen Adanasporu mağlup etsede ardından gelen iki maçta mağlup olmaktan kurtulamamıştır.

2001-2002: sezon ortasında verilen aranın ardından çıktığı 3 maçta tek galibiyet alır.

2002-2003: Fenerbahçe için kabus gibi bir sezon olmasına rağmen tarih bu sezonda tekerrür eder ve Fenerbahçe lige verilen devre arasının ardından çıktığı 2 maçta 1 puan alır.

2003-2004: 3 kasım - 19 kasım tarihlerinde verilmiş olan aranın ardından; 5 maçta 1 galibiyet (o sezon küme düşen Adanaspor karşısında) ve 3 beraberlik alır.

2005-2006: 20 ocak - 3 şubat tarihlerinde verilen aranın ardından Fenerbahçe çıktığı 5 maçtan 5 puan toplar ve halbuki takım araya kadar ki olan süre zarfında yaptığı 18 maçta sadece 3 puan kaybetmiştir.

2007-2008: 2 eylül - 15 eylül tarihlerinde verilen aranın ardından çıktığı 2 maçta 2 beraberlik alır.

2008-2009: lige verilen devre arasının dönüşünde çıktığı 5 maçta 5 puan alır, daha sonra 20 mart - 5 nisan tarihlerinde verilen aranın ardından çıkılan 4 maçta ise 4 puan.

2009-2010: 11 haftada sadece 4 puan kaybeden Fenerbahçe, lige verilen milli maç arasının üzerine hükmen galip sayıldığı Ankaraspor maçıda eklenince 20 günlük bir tatil yapar ve dönüşünde 3 maçta 3 malubiyet alarak 9 puan birden kaybeder.

Rakamlarında açıkça belirttiği gibi lige verilen aralar ufak bile olsa Fenerbahçe'nin gidişinin sendelemesine yetmektedir. Belki psikolojik, belki de bazılarının belirttiği gibi kara büyüdür bilinmez ama bilinen tek şey şu ki Fenerbahçe'nin bu sorununa acilen bir çözüm bulması gerekmektedir, aksi taktirde taraftarlar daha çok ara gelmesin diye dua ederler.

21 Aralık 2009 Pazartesi

2016'ya Adaylık Logosu


Türkiye Euro 2016'ya ev sahipliği yapmak istiyor.Bununla ilgili çalışmalar yapılmaya devam ediliyor.23 Aralık Çarşamba günü adaylık logosu tanıtılacak.Tören saat 11:00 de İstanbul Swissotel'de yapılacak.Ayrıca törene Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak ile Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener'in katılacakları açıklandı.

Merakla bekliyorum.Nasıl bir logo tasarladılar.Bekleyip görelim.Logo tanıtıldıktan sonra ayrıntılı şekilde kazanma şansını değerlendiririz.

Dereyi Göremeden Paçayı Sıyırmak



Fransız ekibinde futbolcular, kulübün resmi internet sitesine açıklamalarda bulunmuş. Kaptan Mavuba(resimdeki), "En büyük kozumuz, bir sonraki turda Liverpool ile karşılaşacak olmamız. Rakibimiz güçlü olabilir ama elimizden geleni yapacağız" şeklinde konuşmuş.

Daha önce Lyon formasıyla Fenerbahçe'ye karşı mücadele eden Frau ise, "Kadıköy'deki atmosfer hâlâ aklımdan çıkmıyor. Çok zor bir kura fakat Liverpool ile eşleşecek olmamız bizi ayrı bir motive ediyor. Buradaki oyuncular için İngiliz kulübüne karşı oynamak bir rüya" demiş.

Lille Teknik Direktörü Rudi Garcia, kurayı şu şekilde değerlendirmiş:

"Türkiye'de bizleri nasıl bir atmosferin beklediğini biliyoruz. Fenerbahçe, çok ateşli bir taraftar grubuna sahip. Bu bizim için yeni bir deneyim olacak. Turu geçerek Liverpool'un rakibi olmak istiyoruz"

Lille takımı daha Fenerbahçe ile eleme maçları oynanmadan Liverpool'a gözünü dikmesi ilginç doğrusu.Fenerbahçe'yi çantada keklik olarak mı görüyorlar yoksa bir dahaki turda Liverpool'la eşleşme ihtimalinden dolayı hırs mı yapıyorlar bilemiyorum ama Fenerbahçe en iyi cevabı verecektir diye düşünüyorum.

Hughes Out Mancini In



Arap şeyhlerinin eline geçtikten sonra dünyanın en zengin kulübü olarak anılan Manchester City’de beklenen oldu, Sunderland karşısında alınan 4-3’lük galibiyetten birkaç saat sonra teknik direktör Mark Hughes’un görevine son verildi.Neden beklenen diyorum.Çünkü City'nin kadrosuna bakıldığında oynanan oyun ve aldığı puanlar çok yetersizdi.Oluşturulan o güçlü ve yıldızlarla kadroyu Hughes iyi yönetemedi.Yetersiz kaldı.Sezon başında da söyleniyordu.Bu kadronun başında Hughes olması kafalarda hep bir soru işareti oluşmasına neden olmuştu.Bu düşüncedeki haklılığın ilk yarının sonlarına doğru görülmesi kaçınılmaz oldu.

Hughes'in yerine Roberto Mancini getirildi.İnter ile başarılı sezonlar geçirdikten sonra görevine son verilmişti.Yaklaşık 2 senedir boştaydı.Boş durmaktan o kadar sıkılmış ki Juventus'un bu son zamanlardaki durumundan kendine pay çıkarmaya çalışmış.İnter ile çalışırken Juventus'a söylediği tüm sözleri unutarak Juventus kötü sonuçlar aldıktan sonra ve teknik adam Ferrara'nın koltuğu sallanmaya başladığında hemen bir açıklama yapmış.Ben küçükken Juventusluydum diye.Mancini'ye böyle bir davranışı yakıştıramamıştım.

Neyse Mancini sonunda muradına erdi ve büyük bir klübün başına geçti.Mancinin futbol zekası ile o muhteşem kadro birleşince ortaya zevkli bir futbol çıkacağına inanıyorum.Hughesli City ile Mancinili City arasındaki farkı oynanacak maçlarda göreceğiz.Asıl önemli olan takımdaki yıldızların, Robinho, Tevez, Adebayor, Barry, Toure, Mancini ile aralarının nasıl olacağı.Hughes ile iyi olmadıklarını biliyoruz.

Ne İsteniyor Landry'den

Dallas Mavericks - Houston Rockets maçının 2. çeyreğinde Dallas forveti Dirk Nowitzki ile çarpışan Rockets forveti Carl Landry 3 dişini kaybetmiş. Landry için bu ilk değil biraz araştırıldığında. 2008 yılında Jazz ile oynanan playoff maçında Carlos Boozer'ın dirsek darbesine maruz kalan Landry, yine 2008 yılında antremanda takım arkadaşı Mutombo ile çarpışarak toplamda 2 dişini kaybetmiş. Dünkü çarpışmayla birlikte toplamda 5 dişi çarpışmalar sonucu çıkan Landry maçtan sonra yaptığı açıklamada: " Bundan sonra 1 dişimi daha kaybedersem daha da NBA'de oynamam." şeklinde konuşmuş.Ne diyelim haklı.Bu adamdan ne istiyorlar bilmiyorum ama Landry en sonunda isyan etmiş.Geçmiş olsun Landry.


Euro 2012 -- Torbalar




Türkiye 2010 Dünya Kupası'na katılamamıştı.Artık yeni hedefimiz 2012 Avrupa Şampiyonası'na katılabilmek.Belçika ve Ermenistan maçları öncesi çıkma ümidimiz bitmesine rağmen birçok kişi bu iki maçı da kazanmamız gerektiğini söylüyordu.Nedeni ise 2012 yolunda 3.torbada yer alma ihtimalimizin olması.3.torbadan girseydik 2012 de bizim için hayal olabilirdi.Neyse ki korkulan olmadı ve Türkiye 2.torbada kendine yer buldu.7 Şubat 2010'da çekilecek grup eleme kuraları öncesi torbalar açıklandı.Sırasıyla;
  1. torba : İspanya, Almanya, Hollanda, İtalya, İngiltere, Hırvatistan, Rusya, Fransa, Portekiz
  2. torba : Yunanistan, Çek Cumhuriyeti, İsveç, İsviçre, Sırbistan, TÜRKİYE, Danimarka, Slovakya, Romanya
  3. torba : İsrail, Bulgaristan, Finlandiya, İrlanda Cumhuriyeti, Norveç, İskoçya, Bosna-Hersek, Kuzey İrlanda, Avusturya
  4. torba : Slovenya, Letonya, Macaristan, Litvanya, Belarus, Belçika, Galler, Makedonya, Kıbrıs Rum Kesimi
  5. torba : Karadağ, Arnavutluk, Estonya, Gürcistan, Moldova, İzlanda, Ermenistan, Kazakistan, Liechtenstein
  6. torba : Azerbaycan, Lüksemburg, Malta, Faroe Adaları, Andora, San Marino

Gruplar şu şekilde olacak.9 gruptan 6 tanesi 6 takımlı, 3 tanesi ise 5 takımlı olacak.Eleme maçları Eylül 2010-Kasım 2011 tarihleri arasında oynanacak.

Messi'nin Annesi Olmak


Messi'nin annesi olmak hakkaten çok zor.Şimdi diyebilirsiniz ki böyle bir evladın ne gibi zorluğu olur.Düşündüğünüz gibi yetiştirme büyütme olaylarından bahsetmiyorum.Mesela havalimanında sizin Messi'nin annesi olduğunuza inanılmayabilir.Oradaki görevliyle dalga geçtiğiniz düşünülür.Böyle birşey olmaz demeyin.Olmuş.Messi'nin annesi Celia Messi, oğlunun FIFA Kulüpler Şampiyonası'ndaki iki maçını izlemek için THY uçağıyla Abu Dabi'ye geldi.Pasaport kontrolunde ise bir problem yaşandı.Görevli Messi'nin annesi olduğuna inanmadı ve ikna edilmesi saatlerce sürdü.Böyle bir futbolcunun annesi olmak bir taraftan iyi ama diğer taraftan böyle sıkıntılar yaşayabiliyorsun.

Gol Krallıklarında Son Durum

Liglerin bazılarının ilk yarıları bitti, bazılarının ise son 1-2 haftaları kaldı uzun maratonu yarılamaya. Liglerin gol krallık yarışlarında ki son durumlar:


Luis Suarez 16 maç 18 gol

Türkiye Turkcell Süperlig:
1- Ariza Makakula -13
2- Julio Cesar - 9
3- Harry Kewell - 9

İngiltere Premier Lig:
1- Didier Drogba - 13
1- Jermain Defoe - 13
3- Wayne Rooney 12

İspanya La Liga:
1- David Villa - 12
2- Zlatan İbrahimovic - 11
3- Gonzalo Hugain - 10
3- Roberto Saldado - 10

İtalya Seri A:
1-Antonio Di Natale - 11
2- Diego Milito - 10
3- Totti - 9

Fransa Lig 1:
1- Nene - 10
2- Gervinho - 9
3- Asamoah Gyan - 8
3- Kevin Gamerio - 8
3- Lisandro Lopez - 8
3- Pierre-Alain Frau - 8

Almanya Bundesliga:
1- Stefan Kießling - 12
2- Lucas Barrios - 9
3- Kevin Kuranyi - 8
3- Mario Gomez - 8

Hollanda Eredivise:
1- Luis Suarez - 18
2- Bryan Ruiz - 13
3- Mads Junker - 9

Portekiz SuperLiga:
1- Oscar Cardozo - 14
2- Edgar Silva - 9
3- Radamel Falcao - 8

Mercedes Gp sponsorunu buldu

Brawn Gp'nin &75.1lik hissesini satın alarak yeni bir oluşuma giden Mercedes'in, Malezya'nın dev petrol şirketi Petronas ile 2010 sezonundan itibaren geçerli olmak üzere 5 yıllık anlaşmaya imza attığı bildirildi.
2009 sezonunda neredeyse hiç bir sponsor logosu olmadan yarışan Brawn Gp böylece yeni maddi kaynaklar yaratacak ana sponsorunu bulmuş oldu ve Mercedes'in yükü hafifledi.
Şubat ayında başlıyacak olan test sezonunda Petronas şirketinin logosu Mercedes Gp'nin arka kanadını, ana sponsor sıfatıyla süsliyecek.

Petronas şirketi daha önce BMW Sauber takımına ve Sauber Petronas takımına sponsorluk yapmıştı. Ayrıca Malezya Gp'nin ana sponsoru olmasının yanı sıra Çin Gp'nin de ana sponsor ortaklığı konumunda bulunuyor.

Gone With The Wind

Dünyanın en iyi sol beki geçti ülkemizden, kaptan Ümit Özat'tan aldığı mevkiyi milli takımda ki halefi Dos Santos'a bırakarak.
Real Madrid formasını terletirken herkes hayranlıkla bakarken, geldiğinde yaşlı diye eleştirildi, fakat ayrılışının ertesinden 2,5 yıl geçmesine rağmen Real hala onun yerini dolduramadı.
Fener formasıyla başarı sağlayıp para görünce gözü başka bişey görmeden kaçanlar gibi yapmadı, sözleşmesi bitiyor olmasına rağmen kendisi gitmek istediği için maaşının büyük bir kısmını almadan, aldığı kısmını da klübe geri ödeyerek gitti.
Karşısına çıkan her rakip için, Carlos bunun karşısında madara olur bu adam çok hızlı denilirken, rakiplerini madara ederek gitti.
Yaşlandı artık toplara girmiyor denilirken, Sevilla maçında topa bacağı kırılma pahasına hamle yaptı, gerektiğinde tekmeye kafa sokarak gitti.
Herşeyden önemlisi arkasında pek çok hayranını bırakarak gitti.
Yüzün hep gülsün küçük adam...

17 Aralık 2009 Perşembe

Zekice Savunma Tekniği

Yanılmıyorsam geçen seneden NBA'de gerçekleşmiş bir olayın videosunu sizlerle paylaşmak istedim.Olaydaki kahramanlar Shaquille O'neal ve Nate Robinson.Phoenix Suns hücumda, New York Knicks savunmada.Nate Shaq'ı savunmak için zekice bir çözüm buluyor.Ortaya vücudunu koyuyor.İşte video;


Hafta Sonu Futbol



18 Aralık Cuma
13:00 UEFA Şampiyonlar Ligi Kura Çekimi / Eurosport
14:00 UEFA Avrupa Ligi Kura Çekimi / Eurosport
20:00 Beşiktaş-Bursaspor / Lig TV
21:30 Schalke 04-Mainz / TRT 3

19 Aralık Cumartesi
13:30 Kayserispor-Antalyaspor / Lig TV
13:30 Konyaspor-Altay / D Spor
14:45 Portsmouth-Liverpool / Spormax
16:30 Bayern Münih-Hertha Berlin / TRT 3
17:00 Fulham-Man United / Spormax
17:00 Rangers-Motherwell / Futbol Smart
18:00 Barcelona-Estudiantes/NTV Spor
19:20 Nottingham F.-Preston / Futbol Smart
19:30 Stuttgart-Hoffenheim / TRT 3
19:30 Arsenal-Hull City / Spormax
20:00 Bordeaux-Lorient / Kanal A
20:00 Galatasaray-Gençlerbirliği / Lig TV
21:45 Fiorentina-Milan / NTV Spor
22:00 Saint Etienne-Marseille / Kanal A
23:00 Real Madrid-Zaragoza / NTV

20 Aralık Pazar
13:30 K.Erciyesspor-Bucaspor / D Spor
14:30 Hearts-Celtic / Euro Futbol
15:30 Wolves-Burnley / Spormax
15:30 Ultrecht-Twente / Futbol Smart
16:00 Juventus-Catania / NTV Spor
17:30 Roda-PSV / Futbol Smart
18:00 West Ham-Chelsea / Spormax
18:00 Lille-Le Mans / Kanal A
18:30 Köln-Nuremberg / TRT 3
20:00 Trabzonspor-Fenerbahçe / Lig TV
21:45 İnter-Lazio / NTV Spor
22:00 Monaco-Lyon / Kanal A
22:00 Deportivo-Valencia / NTV
22:15 Benfica-Porto / Futbol Smart

21 Aralık Pazartesi
20:00 Karabükspor-Adanaspor / D Spor
22:00 Wigan-Bolton / Spormax

2010 FIBA Dünya Şampiyonası



15 Aralık Salı günü 28 Ağustos – 12 Eylül tarihleri arasında Türkiye'de organize edilecek 2010 FIBA Dünya Şampiyonası'nın kura çekimi İstanbul Çırağan Kempinski Otel'de gerçekleştirildi.Kura çekimine başta Hakeem Olajuwon olmak üzere birçok yıldız oyuncular, antrenörler katıldı.Grupları tek tek elimizden geldiğince değerlendirmeye ve Türkiye'nin ne kadar şansı olduğuna bakacağız.

Yalnız öncelikte birşeyi merak ediyorum.Maskot olarak kim Van kedisini düşündü merak ediyorum.Gerçekten tebrik ediyorum yalnız düşünce iyi olmasına rağmen uygulama biraz daha şirin olabilirmiş.Kafası biraz büyük olmuş sanki.Başka birşey daha var.O da nazar boncuğu.Gözlerden kaçmasın lütfen.

Şimdi gelelim kura çekimine.İsterseniz ilk önce torbalardan başlayalım.Hangi torbada hangi takımlar var bir bakalım.

  1. torba : USA, Arjantin, İspanya, Yunanistan
  2. torba : Sırbistan, Slovenya, Fransa, Türkiye
  3. torba : Brezilya, Porto Riko, Kanada, Avustralya
  4. torba : Hırvatistan, Rusya, Litvanya, Almanya
  5. torba : Yeni Zelanda, Çin, İran, Angola
  6. torba : Ürdün, Lübnan, Tunus, Fildişi Sahiller
Torbalar böyleydi.Türkiye 2.torbadan kuraya katıldı.Şimdi yavaş yavaş gruplara bakalım.





  • A grubu (Kayseri) : Arjantin, Sırbistan, Avustralya, Almanya, Angola, Ürdün
Gruba baktığımızda Arjantin'in bu grupta favori olduğu gözüküyor.Neredeyse tam kadro şampiyonada boy gösterecekler.Bir tek Pepe Sanchez'in takıma dahil olup olmayacağı belli değil.Eğer Pepe de dahil olursa Arjantin iyice yenilmesi zor bir takım haline gelir.Arjantin'in arkasından iki takım geliyor.Sırbistan ve Almanya.Sırbistan'ı geçen Avrupa Şampiyonası'nda izlemiştik.İyi bir kadrosu var.Almanya'da Nowitski ve Kaman takımla birlikte olacaklar.Ben NBA'den gelen bu iki yıldızın Almanya'nın Sırbistan'ın bir adım önünde olduğunu düşünüyorum.Gruptan çıkan son takım ise Avustralya olur tahminimce.Angola ve Ürdün hakkında hiçbir fikrim yok.

  • Sıralama
  1. Arjantin
  2. Almanya
  3. Sırbistan
  4. Avustralya

  • B grubu (İstanbul) : USA, Slovenya, Brezilya, Hırvatistan, İran, Tunus
USA'den bahsetmiyorum hiç.USA'den hemen sonra Brezilya öne çıkıyor.Varejeo ve Barbosa gibi önemli NBA yıldızlarına sahipler.Bir sürpriz bile yapıp USA'nin önünde 1.olabilirler grupta.Slovenya ve Hırvatistan da 3. savaşı verecek gibi duruyor.İran ve Tunus'un hiçbir şekilde şansları yok.

  • Sıralama
  1. USA
  2. Brezilya
  3. Slovenya
  4. Hırvatistan

  • C grubu (Ankara) : Yunanistan, Türkiye, Porto Riko, Rusya, Çİn, Fildişi Sahilleri
Geldik Türkiye'nin grubuna.1.torbadan Yunanistan'ın gelmesi iyi oldu bence.USA, Arjantin ve İspanya'ya oranla yenebilme ihtimalimizin yüksek olduğu bir takım.Son Avrupa Şampiyonası'nı izleyenler bilir elimizden kaçtılar hakemler sayesinde.Şunu belirtmek lazım kadroalrında önemli isimler yoktu.Yine de başa baş oynayacağımızı düşünüyorum.3.torbadan Porto Riko yerine Avustralya gelseymiş iyi olurdu.Çünkü Porto Riko iyi point guardlara sahipler.Biraz zorluk çıkaracaklardır.Rusya'da Kırilenko takımdaki yerini alacağını söyledi.Point guardları Holden olur mu bilmiyorum ama Ruslar da tehlikeli bir kadroya sahipler.Çin'e gelince Yao Ming olmayacak galiba.Sakatlığı şampiyona öncesinde geçecek olmasına rağmen milli takıma katılmayacağını belirtiyor.Çin'den Yao'yu çıkardığınızda sıradan bir takım oluyor.Fildişi Sahilleri ise tam bir kapalı kutu.Gruba bakıldığında Türkiye 5/5 yapabilecek güçte.Türkiye ya 5/5 yapıp grubu birinci bitirecek ya da 3. bitirerek USA ile karşılaşmaktan kaçınması lazım.2.bitirdiği takdirde çeyrek finalde USA ile karşılaşma ihtimali var.
  • Sıralama
  1. Türkiye
  2. Yunanistan
  3. Rusya
  4. Porto Riko

  • D grubu (İzmir) : İspanya, Fransa, Kanada, Litvanya, Yeni Zelanda, Lübnan
İspanya tartışmasız hem grubun hem de turnuvanın favorisi.Son Avrupa Şampiyonası'nda gruplarda vitesi düşük tutup daha sonra giderek oyununu olumlu anlamda yukarı çekerek mutlu sona ulaşmışlardı.Tam bir turnuva takımı İspanya.Dİğer takımlardan Fransa ve Litvanya arasında 2.savaşı olacak gibi.Yine son şampiyonada Litvanya'nın halini görünce Fransa bir adım öne çıktığını görüyoruz.Litvanya eğer tam kadro gelebilirse iyi netice de alabilirler.Nashsiz Kanada'yı kabul etmiyorum ben.Şunu da göz ardı etmeyelim her ne kadar Nash olmasa da iyi bir birliktelik yakaladılar.Bir yerde de Nash'e ihtiyaç yok gibi.En azından kadroda olsa da onu yakından görme şansına erişebilsek.
  • Sıralama
  1. İspanya
  2. Fransa
  3. Litvanya
  4. Kanada



Son olarak da Türkiye'nin maç programını verelim.

28 Ağustos Cumartesi / Fildişi Sahili - Türkiye
29 Ağustos Pazar / Türkiye - Rusya
31 Ağustos Salı / Yunanistan - Türkiye
1 Eylül Çarşamba / Türkiye - Porto Riko
2 Eylül Perşembe / Türkiye - Çin

La Mano De Dios



Dünya Kupası tarihinin en meşur çeyrek final maçı 1986 Meksika Dünya Kupası'nda İngiltere ile Arjantin arasında oynanmıştı. 0-0 sona eren ilk yarının ardından ikinci yarıda Maradona İngiliz orta saha oyuncusu Steve Hodge ve kaleci Peter Shilton arasından topa elle müdahale ederek takımını 1-0 öne geçirmişti. Bu golden bir dakika sonra da 100 yılın golüne imza atan Maradona orta sahadan aldığı topla bütün İngiliz takımını çalımlamış ve takımını 2-0 öne geçirmişti. Bu turu 2-1 geçen Arjantin daha sonra kupaya da uzanmayı bilmişti.

Futbol meraklısı herkes bu anı hatırlıyordur.Bu maçtan sonra
Maradona, attığı ile golle ilgili olarak ise "O golü biraz Maradona'nın kafası biraz da Tanrı'nın eli attı" ifadelerini kullanmıştı.Artık yeni bir terim ortaya çıktı Maradona sayesinde."Tanrı'nın eli"

Maradona sadece bu golle hatırlanmıyor tabiki.Attığı goller, kazandırdığı maçlar, Arjantin'i sürüklemesinini yanı sıra saha içindeki kavgalarıyla, meslektaşlarına söylediği sözleriyle ve taraftarlarını üzen uyuşturucu kullanmasıyla da hatırlanıyor.Maradona'nın yaşamındaki tüm bu olayları konu alan bir film çekildi 2007 yılında."La Mano Di Dio"

La mano de dios ispanyolca "tanrı'nın eli" demek.Filmin ismi de bu yüzden koyuldu.Ve aynı isimle Joaquin Rodrigo tarafından yazılan bir şarkı da var.Maradona ile ilgili videolara bakarken bu şarkıya rastladım ve sizlerle paylaşmak istedim.Önceden görmüş olabilirsiniz ama arşivde bulunsun istedik.

Şarkıyı Maradona'nın kendi sesiyle dinleyeceksiniz.






İsterseniz orjinal halini burdan dinleyebilirsiniz.

Lefter Küçükandonyadis, Futbolun Ordinaryusu

Blog'umuza yazmaya başlıyalı yaklaşık 1,5 ay oldu ve baktık ki 100. yazıya gelmişiz. 100. yazımız gerçekten bir efsaneye ait olsun istedik ve Türk Futbol tarihinin yaşayan en büyük efsanesi Lefter'i yazıya dökmeye karar verdik. Lefteri anlatmaya sözler yetmez belki, ama o dönemde yaşayıp yaptıklarını göremediğimiz için sadece hakkında ki yazılarla yetinmek zorunda kalıyoruz.

1925 yılında Rum bir balıkçı babanın ve Türk bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi ve çok sevdiği futbola çok sevdiği Büyükada'da başladı. 17 yaşında olduğu için profesyönel lisans çıkartılamadığı için mahkeme kararıyla yaşı büyütülere başladı profesyönel futbol hayatına. 4 yıllık vatani görevini tamamladıktan sonra (1947) Fenerbahçe Spor Klübü'nün kapısından içeri girdi. Daha sonra 2 yıllık bir yurtdışı tecrübesi yaşasa ve orada da efsane olarak gösterilese de Fenerbahçeden uzun süre ayrı kalamadı geri döndü.
Çubuklu formayla çıktığı 615 maçta 423 kere havalandırdı rakip fileleri. Aşık olduğu sarı-lacivert renklerle 2 kez İstanbul ligi, 3 kez de Türkiye Şampiyonası şampiyonluğu yaşadı.
Yunanistan milli takımı; kendisine yüklü bir miktar para önerip milli takımda forma giymesini istediğinde hiç düşünmeden reddederek ay yıldızlı formayı giydi üzerine. 50 kez giydiği kırmızı-beyaz formayla 22 gol attı ve Türk futbolunda 50. milli maç altın madalyasını kazana ilk isim olarak tarihe geçti.
1947'te üzerine geçirdiği 1964'te çıkardı, 10 numaralı formasını klübün malzemecisine hediye etti. 42 yıl sonra tekrar soyunma odasına girdiğinde daha önce kendisinin giymiş olduğu 10 numaralı formayı taşıyan Tuncay'ın formasını aldı, öptü kokladı, eski günlere gitti....

Oynadığı dönemde pek çok rekora imza attı Lefter, bazıları uzun yıllar boyunca kırılamadı. Lefter'in Türk futbol tarihine altın harflerle yazdığı rekorlarından bazıları :
-Fenerbahçe formasıyla 615 maçta 423 gol.
-Kariyeri boyunca attığı 832 gol.
-Türk Milli Takımı formasıyla 50 maçta attığı 22 gol.
-50 kez milli formayı giyen ilk Türk futbolcu.
-Türkiye Liginde ilk penaltı golü atan futbolcu.
-Yurtdışına transfer olan ilk Türk futbolcu.

Futbolu bıraktıktan sonra bir süre teknik direktörlükte yapan Lefter daha sonra, çok sevdiği Büyükada'da sessiz sakin bir yaşamı tercih ederek kendini inzivaya çekti. 84 yaşına girmiş olan Lefter; hala Fenerbahçe kaybettiğinde oturup ağladığını, şampiyon olduğunda ise çocuklar gibi sevindiğini söyliyerek çubuklu formaya olan aşkını sürekli olarak dile getirmektedir.

Lefter ayrıca Galatasaray'ın efsane futbolcusu Metin Oktay'ın da en yakın arkadaşıydı. Takımları arasında ki ezeli rekabete rağmen onlar ebedi dostlardı. Lefter ve Metin Oktay, Türk futbol tarihinde takım gözetmeksizin herkes tarafından sevilen ve saygı gösterilen sayılı efsane futbolcular arasındadır.

"Tribünler inledi binlerce kere

ver Leftere yaz deftere
bitti kalem, doldu defter
bu alemde kral Lefter"

3 Mayıs 2009 tarihinde Kadıköy Kuşdili parkına heykeli dikildi.


3. torunum dediği ve çok sevdiği Alex.

Kuklalar Atışıyor

Geçen sene özellikle playoff döneminde gösterilen, son derece eğlenceli bir şekilde Lebron ve Kobe arasındaki atışmalarının geçtiği Nike kukla şovu, bu sezon tekrar gösterilmeye başlamış. Bu bölümde Kobe ve Lebron arabada giderken lakaplarını simgleyen "Siyah Mamba" ve "Aslan" arasındaki mücadelenin galibi hakkında konuşuyorlar. Videoyu aşağıdan izleyebilirsiniz.


16 Aralık 2009 Çarşamba

Futbol Tarihinde Bir İlk



Yaklaşık bir ay önce Pedro hakkında bir yazı yazmıştım.Bu gencin dikkatle izlenmesini ve önünde 22 yaşında olmasına rağmen kariyeri açısından çok önemli bir fırsatın ellerinde olduğunu belirtmeye çalışmıştım.

Bilmeyenler için kısaca bir daha anlatmak istiyorum.Futbolun tarihinde bir futbolcunun bir sezon içinde 6 farklı turnuvada gol atmışlığı yoktur.Düşündüğümüzde gerçekten çok zor.Mesela Türk takımlarında oynayanlar için düşünelim.Süper Lİg, Türkiye Kupası, Süper Kupa, Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi...Geçmiş sezonda avrupada herhangi bir kupa almamışsa eğer Türk takımları bir sezon içinde en fazla 5 turnuvada yer alabilirler.Neyse bunu başarabilecek bir futbolcu vardı sezon başından beri.FC Barcelona'da oynayan Pedro Ledesma.

Pedro bu sezon tam 5 farklı turnuvada gol atma başarısını gösterdi.6. turnuva ise Dünya Klüpler Şampiyonası.Bu Şampiyona'da Guardiola'nın bu genç adama şans vereceğini tahmin ettiğimi söylemiştim.Pedro da bu şansı değerlendirerek tarihte bir ilke imza attı ve bir sezon içinde 6 farklı turnuvada gol atma başarısını gösteren ilk futbolcu oldu.Dünya Klüpler Şampiyonsı yarı finalinde Atlante'ye atılan 3 golden birinde imzası vardı.

22 yaşındaki bir futbolcunun kariyerinin hemen başındayken bu sporda adını tarihin tozlu sayfalarına yazdırması gerçekten hem kendisi için hem de onu yetiştiren antrenörleri ve ailesi için gurur verici birşey.

15 Aralık 2009 Salı

Ara Verilmesin!!!



Bazı oyuncular bu uzun maratondan biraz olsun kurtulmak için bir an önce lige ara verilmesini ister.Lige verilsin ki o yoğun antremanlardan kurtulup biraz kendine zaman ayırabilsin.Zaman ayırma derken disko-bar gecelerinden bahsediyorum.Bazı futbolcular ise özellikle takıma yeni gelen futbolcular liglere ara verilmesini fazla istemezler.Çünkü takıma yeni geldiğinden yeni yeni ısınmıştır takım arkadaşlarına ve yaşadığı ortama uyum sağlamıştır.Buna örnek olarak Benzema gösterilebilir.Benzema liglere verilecek olan aradan biraz şikayetçi.Takıma uyum sağladığı bugünlerde aranın verilmesi kendisi için talihsiz olduğunu düşünüyor.

Benzema hem bu ara hakkında hem de Real Madrid'teki durumu hakkında söylediklerine bir bakalım.

"Noel tatili benim için çok zamansız oldu. Buraya tam uyum sağlamışken formumu üst seviyelere taşımak istiyordum. Ben tatil yapmayı reddediyorum.

Artık Fransızca konuşan insanların dışında da arkadaşlarım var. İspanya'ya her geçen gün daha fazla alışıyorum. Zaten buraya gelirken dert ettiğim tek konu; Real Madrid'de başarılı olup olmayacağım değil, ne kadar sürede başarılı olabileceğimdi. Şimdi her şey yolunda, kendimi burada çok rahat hissediyorum."

Amacınız Nedir?




Kendi seyircisi tarafından yuhalanan Golden State Warriors forveti Corey Maggette, bu tepkinin bitmesini istiyor. Kötü gidişatın faturasının çıkarıldığı isimlerin başında gelen Maggette: " Bu hiç hoş bir tutum değil. Yuhalanarak oynamak gerçekten zor. Al Harrington burdayken takasını istedi, yuhalandı. Stephen Jackson takasını istedi, yuhalandı. Ben bu takımdan ayrılmak istemiyorum diye mi beni yuhalıyorlar. Gerçekten çok anlamsız." diyerek sitem etmiş. Maggette bu sezon şu ana kadar 16 sayı, 5.3 ribaund, 1.9 asist ortalamalarıyla oynuyor.

Benimle Evlenir misin?


Resimdekiler Tolgahan Acar ve Burcu Altuntaş.Kim bunlar diyeceksiniz.Tolgahan Acar Adanaspor'un kalecisidir.Burcu Altuntaş ise kız arkadaşı.Adanaspor'un Orduspor'u 2-0 yendiği maçtan sonra Tolgahan eline mikrofonu almış ve kız arkadaşına sürpriz yaparak evlenme teklifinde bulunmuş.Tabiki bu güzel jestten sonra kabul etmemek ayıp olurdu.Burcu da evet diyerek bu sürpriz evlenme teklifi mutlu sona ermiş.

Genellikle bu gibi davranışları taraftarlar yapar.Ya bir pankartla sesini kız arkadaşına duyurur ya da Tolgahan gibi eline mikrofonu alarak herkesin gözü önünde teklif eder ya da sahanın ortasına kız arkadaşıyla gelip onbinlerce seyircinin önünde evlenme teklifi yapar.Tabi her zaman başarıyla sonuçlanmaz.

Başarıyla sonuçlanmayan bir evlenme teklifi;




Bazı zamansa bir oyun sırasında sporcuya teklifte bulunulur.En güzel örneği;

Happy Holidays

Yabancı Madde Atılması



Ülke:Yunanistan

Maç:Panathinaikos-Iraklis

Futbolcu:Karagounis

Olay:Sahaya havuç atılması

Neden havuç? "Karagounis'in hafta içinde Iraklis takımı için tavşan demesi"

Manchester United'e Talip Var





News of the World de bir haber çıkmış.Manchester United'i satın almak için Glazer ailesinin kapısını çalacaklarmış.Haberde talip olanların Uzakdoğu'dan bir grup iş adamı olduğu belirtiliyor.Bu fikir yüzeyselde kalmayıp finans kaynaklarını hazırlayıp Glazer ailesinden haber bekliyorlarmış.

Premier League'de takım satışları şu günlerde tekrar gündeme gelmeye başladı.West Ham'ın da satılması gündemde.Satılmayan takım kalmadı herhalde.Araştırmak lazım.Yalnız Manchester United için konuşulan rakam 1 milton sterlin civarı.Gerçekten inanılmaz bir para.Değer mi değmez mi konusuna girmek istemiyorum ama dünyadaki bu ekonomik krizden sonra bahsi geçen bu miktarı bir futbol klübü için harcamak gerçekten cesaret ister.

Bangkok'tan bir yetkilinin yaptığı açıklamada, "Bu sefer derslerine çok iyi çalıştılar. Ekonomik yönden sıkıntılı günler geçiren Glazerlar'ın masaya oturmaktan başka şansları yok. Eğer Man Utd satılacaksa bundan daha iyi bir zaman olamaz" denildi.

Başka bir yetkilinin verdiği demeçte, "Bu futbol tarihinde en büyük satın alma olacaktır. Roman Abramovich'in Chelsea yatırımı, bunun yanında bir hiç kalacak. Glazer ailesi satmaya hazırsa, parayı masada bilsinler" ifadeleri kullanıldı.


Kim bu cesareti göstermek istiyorsa gerçekten gözü kara bir grup olduğu kesin.Glazer ailesinin bu kötü günlerinden faydalanarak dünyanın büyük klüplerinden olan Manu'yu satın almak alan açısından iyi olsa da 1 milyon sterlin de çok yani.Bakalım bu satış gerçekleşecek mi yoksa bu gözü kara grup başka klüpleri almak için adım atacak mı.

14 Aralık 2009 Pazartesi

Lotusun Pilotları Belli Oldu

Bir zamanların efsane yarış araçlarından olan Lotus, 1994 yılında veda ettiği F1'e 2010da Malezya'nın desteğini arasına alarak geri dönüş kararı almıştı. Bugün yapılan Lotus F1 kaynaklı açıklamada Heikki Kovalainen ve Jarno Trulli ile 2010 yılından itibaren geçerli olmak üzere 3 yıllık anlaşma yaptıklarını duyurdular.
Daha sonra pilotlar kameraların karşısına geçerek açıklamada bulundular.
Trulli: ''Yeni marka bir takım. Hepimiz bu zorlu görevin üstesinden gelmeye hazırız'' derken,
Kovalainen ise: " Gelecekte başarılı bir takım olma potansiyeli çok yüksek olduğu için'' Lotus ile anlaştığını ifade etti.


Ayrıca haftasonu; tüm F1 takımlarının yeni araçlarının lansmanlarını Ocak 2010'da İspanyada düzenlenicek olan organizasyonla tanıtılması kararı alındığı açıklandı.

12 Aralık 2009 Cumartesi

Schumi Mercedes Gp'de (mi?)


Bild gazetesinin son dakika haberine göre; Mercedes Gp, Schumacher'i F1'e dönmeye ikna etmeyi başarmış ve arada kalan son pürüz olan Schumacher'in Ferrari ile olan danışmanlı anlaşmasının fesh edilmesi durumuymuş. Ferrari ile olan kontratın fesh edilmesi hususunda ise sadece pürüzler kalmış.
Hali hazırda Mercedes GP Schumacher'le ilgilendiği haberlerini yalanlananın aksine, kendisinin kadrolarında görmek istedikleri bir pilot olduğunu söylüyordu. Yıllar önce Mclaren-Mercedes döneminde efsane CEO Ron Dennis Schumacher'le masaya oturmuş ve ufak bir pürüz yüzünden anlaşamadıklarını söylemişti. Ufak olan pürüz ise kasklarda ki reklam gelirleri üzerineydi. Schumacher kask üzerine kendi istediği reklamları alacağını ve gelirin kendisine ait olacağını söylerken, Ron ise bu konuda takımın belirli kurallarını olduğunu söyleyip itiraz etmiş ve Schumacher Mclaren'e geçmek yerine Ferrari'de kalmıştı.

Schumacher 2009 sezonu ortasında Massa'nın sakatlığı döneminde tekrardan Ferrari koltuğuna oturacağını söylemiş fakat daha sonra boyun ağrılarını şikayet ederek vaz geçmişti.

F1'de Radikal Puanlama Değişikliği

F1 2010 sezonu için gridde 13 takımdan 26 otomobil dizilecek olması üzerine FIA radikal bir karar alarak puanlama sistemini değiştirdiğini açıkladı. Daha çok pilotun puan almasını hedefliyen ve eskiden olduğu gibi 1. olmanın önemini arttırmasına yönelik tasarlanan yeni puanlama şöyle: 1. 25, 2. 20, 3. 15, 4.10, sonrasında ise 8,6,5,4,3,2,1.
Yeni puanlama sistemini yararları ise şöyle;
-8 değil 11 pilot puan alıcak ve böylece kücük takımlarında puan alma ihtimalleri artarak F1 e olan ilgileri sıcak tutulacak.
-Son 6 senedir uygulanan sistemde (10-8-6-5-4-3-2-1) 1. 2. ve 3. pilotların aldığı puanlar arasında büyük farklar olmadığı için şampiyonluk yarışında öne geçmeyi başaran bir pilotun kalan yarışlarda yarış kazanmaktan çok podyuma çıkması bile şampiyon olması için yeterli olabiliyordu, bu sebeplede yarış içi geçişlerde ve sıra yükselme mücadelesinde pek heyecan olmuyordu.

2009 sezonu öncesi FIA puan sistemini kaldırıp en çok yarış kazanan pilotu şampiyon ilan etmek istemişti fakat gelen tepkilerden dolayı vaz geçmişti.

11 Aralık 2009 Cuma

İki Rekor ve Christoph Daum

Yarın Fenerbahçe - Ankaragücü maçı var.Christoph Daum bu maçla birlikte Fenerbahçe'nin başında en çok sahaya çıkan teknik adam olacak.118. maçı olacaAnkaragücü maçı.Önceki rekor 117 maçla Todor Veselinoviç'e ait.

Fenerbahçe'yi daha önce çalıştırdığı 2003-2004, 2004-2005 ve 2005-2006 sezonlarında, ligde üst üste en çok maça (102 maç) çıkan teknik direktör olarak kulüp tarihine geçen Daum, toplam maç rekorunu da eline geçirecek.

Şimdi gelelim diğer rekora.

Eğer Fenerbahçe sahasında oynadığı Ankaragücü maçını kaybederse lig tarihinde seri mağlubiyetlerde en kötü performansına imza atacak.Daha önce 4 kez 3 maç üst üste yenilme başarısını göstermiş.1966-1967, 1980-1981, 1992-1993 ve son olarak bu sezon yani 2009-2010.Yarın yenildiği takdirde bu seriyi 4 maça çıkaracak.

Daum en çok sahaya çıkan teknik adam rekoru yarın kıracak.Asıl önemli olan üst üste yenilme rekoru ne olacak?Fenerbahçe evinde oynamasına karşın boş tribünlere oynanacak.Son günlerdeki takım içindeki olaylara bakılırsa Fenerbahçe şu an kendi içinde bir kaos yaşıyor görüntüsü veriyor.Her ne kadar da kötü bir manzara gözükse bne Fenerbahçe'nin evinde puan kaybetmeyecğini düşünüyorum.Şunun bilincinde olmamlılar.Eğer ki sahadan yenik ayrılırlarsa bu seri 1 maç daha devam eder ve 5 olur gibime geliyor.Çünkü daha Trabzonspor deplasmanı var.Bu maçta hem kendileri için hem de bu kötü rekoru kırmamak için oynayacakalrını düşünüyorum.


World Soccer Ödülleri


WORLD PLAYER OF THE YEAR
1 Lionel Messi (Barcelona & Argentina) 43.2
2 Andres Iniesta (Barcelona & Spain) 21.5
3 Xavi (Barcelona & Spain) 11.2
4 Cristiano Ronaldo (Manchester United/Real Madrid & Portugal) 6.4
5 Zlatan Ibrahimovic (Internazionale/Barcelona & Sweden) 4.2
6 David Villa (Valencia & Spain) 2.5
7 Diego Forlan (Atletico Madrid & Uruguay) 2.1
8 Fernando Torres (Liverpool & Spain) 1.3
9 Wayne Rooney (Manchester United & England) 0.8
10 Didier Drogba (Chelsea & Ivory Coast) 0.5
Others 6.3



WORLD MANAGER OF THE YEAR
1 Pep Guardiola (Barcelona) 62.1
2 Felix Magath (Wolfsburg/Schalke) 9.7
3 Alex Ferguson (Manchester United) 5.3
4 Laurent Blanc (Bordeaux) 4.8
5 Fabio Capello (England) 3.9
6 Marcelo Bielsa (Chile) 3.4
7 Carlos Dunga (Brazil) 2.9
8 Roy Hodgson (Fulham) 1.3
9 Alex Sabella (Estudiantes) 1.1
10 Jose Mourinho (Internazionale) 0.8
Others 4.7


WORLD TEAM OF THE YEAR
1 Barcelona 75.9
2 Spain 8.3
3 Brazil 3.8
4 North Korea 2.7
5 Wolfsburg 1.5
6 Estudiantes 1.4
7 Manchester United 1.3
8 England 0.8
9 Real Madrid 0.6
10 Bosnia-Herzegovina 0.3
Others 3.4


YOUNG PLAYER OF THE YEAR
1 Sergio Aguero (Atletico Madrid & Argentina) 45.1
2 Alexandre Pato (Milan & Brazil) 25.2
3 Stevan Jovetic (Fiorentina & Montengro) 9.8
4 Karim Benzema (Lyon/Real Madrid & France) 4.6
5 Bojan Krkic (Barcelona & Spain) 3.6
6 Mesut Ozil (Werder Bremen & Germany) 2.5
7 Theo Walcott (Arsenal & England) 2.3
8 Alan Dzagoev (CSKA Moscow & Russia) 1.2
9 Sergio Busquets (Barcelona & Spain) 1.1
10 Dominic Adiyiah (Fredrikstad & Ghana) 0.6
Others 4.0



WORLD PLAYER OF THE DECADE
1 Ronaldinho 781
2 Lionel Messi 759
3 Cristiano Ronaldo 708
4 Thierry Henry 619
5 Kaka 567
6 Fabio Cannavaro 401
7 Pavel Nedved 394
8 Michael Owen 330
9 Luis Figo 290
10 Zinedine Zidane 270
11 Raul 261
12 Ronaldo 260
13 Andriy Shevchenko 230
14 Andres Iniesta 215
15 Michael Ballack 180
16 Xavi 163
17 Rivaldo 150
18 Fernando Torres 149
19= Samuel Eto'o 146
19= Frank Lampard 146
21 Steven Gerrard 134
22 Deco 130
23 Francesco Totti 107
24 Ruud Van Nistrelrooy 99
25 Oliver Kahn 90
26 Paolo Maldini 82
27 Didier Drogba 79
28 Juan Roman Riquelme 77
29 Adriano 73
30 Iker Casillas 59
31 Andrei Arshavin 54
32 Zlatan Ibrahimovic 53
33 Gianluigi Buffon 49
34 David Villa 46
35 Roy Makaay 40
36 David Beckham 37
37 Wayne Rooney 36
38 Diego Forlan 21
39= Gabriel Batistuta 20
39= Henrik Larsson 20

Geleceğin Yazarı


20 yaşındaki Theo Walcott futboldan başka bir işle meşgul olmaya başlamış.Yazarlık...Çocuk kitapları yazacakmış.Önümüzdeki yıl da yazdığı çocuk kitapları serisinin yayımlanacağını bildirilmiş.Kitaplardaki ana kahramanın ismi TJ olacakmış.TJ Walcott'un çocukken verilen takma ismiymiş.

Ne diyelim bu yaşdaki deneyimleriyle girdiği bu yolda başarılı olur.Başarılı olması ötesinde 20 yaşındaki bu büyük adama böyle bir işe giriştiği için teşekkür etmek lazım.

Yılın En İyi Orta Saha Oyuncusu


Evet bildiğimiz Cladio Maldonado.Fenerbahçe'de oynarken bir türlü istenileni veremeyen Maldonado Flamengo'ya transfer olmuştu.Geçtiğimiz günlerde Flamengo Brezilya liginde şampiyonluğa ulaştı.Bu şampiyonluktaki maldonado'nun payı büyük olacak ki yılın en iyi orta saha oyuncusu seçilmiş.Ülkesi Şili'de de yılın futbolcusu adayı gösterilmiş.

Türkiye'de oynadığı oyunu herkes biliyor.Demek ki gösterdiği bu performans Türkiye'de işe yaramaz oluyor, Brezilya'da yılın en iyi orta saha oyuncusu seçecek kadar değerli oluyor.Garip doğrusu.

Birden Aziz Yıldırım'ın şu sözü aklıma geldi.

"Cladio Maldonado gibi bir oyuncuyu 1,5 milyon euroya aldık.Bu gibi oyuncuları bu kadar ucuz alamazsınız."

Hafta Sonu Futbol



11 Aralık Cuma
18:00 Mazembe – Pohang Steelers (NTVSPOR)
20.00 Antalyaspor – Galatasaray (LİG TV)
21.30 Hertha Berlin – Bayer Leverkusen (TRT 3)

12 Aralık Cumartesi
13.30 Boluspor – Karabük (D SPOR)
14.45 Motherwell – Celtic (FUTBOL SMART)
14.45 Stoke City – Wigan (SPORMAX)
17.00 Chelsea – Everton (SPORMAX)
17.00 Rangers – St.Johnstone (FUTBOL SMART)
19.30 Manchester United – Aston Villa (SPORMAX)
19.30 Werder Bremen – Schalke 04 (TRT 3)
20:00 Marseille – Boulogne (KANAL A)
20.00 Fenerbahçe – Ankaragücü (LİG TV)
20.45 Heerenveen – Feyenoord (EURO FUTBOL)
21.00 Barcelona – Espanyol (NTVSPOR)
21.45 PSV – AZ Alkmaar (FUTBOL SMART)
22.00 Lorient – Auxerre (KANAL A)
23.00 Valencia – Real Madrid (NTV)

13 Aralık Pazar
13.30 Kocaelispor – Mersin İdman Yurdu (D SPOR)
13.30 İstanbul Belediye – Kayserispor (LİG TV)
15.15 Middlesbrough – Cardiff (FUTBOL SMART)
16.00 Denizlispor – Trabzonspor (LİG TV)
16.00 Milan – Palermo (NTVSPOR)
18.00 Liverpool – Arsenal (SPORMAX)
18:00 PSG – Saint Etienne (KANAL A)
20.00 Manisaspor – Beşiktaş (LİG TV)
22.00 Lyon – Bordeaux (KANAL A)

14 Aralık Pazartesi
20.00 Adanaspor – Orduspor (D SPOR)
21.45 West Bromwich – QPR (FUTBOL SMART


10 Aralık 2009 Perşembe

Jurinin Gözüne Girmek

NBA Allstar 2010 İlk Oylama Sonuçları



Dallas'ta düzenlenecek olan 2010 NBA All Star'da oylamalar devam ederken ilk sonuçlar açıklandı. Batı'da Kobe, Doğu'da ise Wade oylamada en çok oy olan oyuncular oldu.

Batı'da guardlarda Kobe 692,518 oy alırken, Forvetlerde Melo 588,958 oy ve Pivotlarda Amare Stoudemire 447,776 oy aldı.

Doğu'da guardlarda Wade 672,227 oy alırken, Forvetlerde James 649,327 oy ve Pivotlarda Howard 625,279 oy aldı.

İlk beşler şu şekilde;

Doğu Konferansı: Dwyane Wade - Vince Carter - Lebron James - Kevin Garnett - Dwight Howard

Batı Konferansı: Kobe Bryant - Tracy McGrady - Carmelo Anthony - Dirk Nowitzki - Amare Stoudemire


NBA All Star 2010'da tüm oyuncuların aldığı oylar ise şöyle ;

Eastern Conference

Forwards: LeBron James (Clev) 649,327; Kevin Garnett (Bos) 533,187; Chris Bosh (Tor) 303,550; Paul Pierce (Bos) 131,379; Josh Smith (Atl) 109,404; Danny Granger (Ind) 100,122; Andre Iguodala (Phi) 75,146; Michael Beasley (Mia) 58,461; Hedo Turkoglu (Tor) 55,416; Rashard Lewis (Orl) 46,073; Luol Deng (Chi) 37,428.

Guards: Dwyane Wade (Mia) 672,227; Vince Carter (Orl) 292,002; Gilbert Arenas (Was) 212,526; Ray Allen (Bos) 208,276 Derrick Rose (Chi) 196,059; Allen Iverson (Phi) 136,976*; Joe Johnson (Atl) 118,964; Rajon Rondo (Bos) 113,371; Jose Calderon (Tor) 68,084; Mike Bibby (Atl) 48,935.

Centers: Dwight Howard (Orl) 625,279; Shaquille O'Neal (Cle) 206,657; Andrea Bargnani (Tor) 67,310; Al Horford (Atl) 52,747; Andrew Bogut (Mil) 45,920; Brook Lopez (NJ) 39,420; Jermaine O'Neal (Mia) 38,956; Rasheed Wallace (Bos) 36,855; Kendrick Perkins (Bos) 19,408; Brad Miller (Chi) 17,188; Tyson Chandler (Cha) 14,062; Samuel Dalembert, (Phi) 13,969.

Western Conference

Forwards: Carmelo Anthony (Den) 588,958; Dirk Nowitzki (Dal) 366,300; Pau Gasol (LAL) 280,758; Tim Duncan (SA) 271,321; Kevin Durant (OKC) 177,205; Trevor Ariza (Hou) 168,167; Shawn Marion (Dal) 161,653; Luis Scola (Hou) 134,321; Ron Artest (LAL) 99,209; Lamar Odom (LAL) 85,817; LaMarcus Aldridge (Por) 70,588.

Guards: Kobe Bryant (LAL) 692,518; Tracy McGrady (Hou) 281,545; Steve Nash (Pho) 272,135; Chris Paul (NO) 248,049; Jason Kidd (Dal) 207,247; Jason Terry (Dal) 131,422; Aaron Brooks (Hou) 131,167; Chauncey Billups (Den) 112,509; Brandon Roy (Por) 106,416; Deron Williams (Utah) 94,715; Manu Ginobili (SA) 75,392.

Centers: Amar'e Stoudemire (Pho) 447,776; Andrew Bynum (LAL) 299,484; Nene (Den) 90,439; Marc Gasol (Mem) 75,765; Greg Oden (Por) 73,874; Al Jefferson (Min) 48,676; Antonio McDyess (SA) 46,323; Mehmet Okur (Utah) 35,606; Marcus Camby (LAC) 35,471; Andris Biedrins (GS) 28,287; Emeka Okafor (NO) 19,827; Spencer Hawes (Sac) 10,733.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails