28 Şubat 2011 Pazartesi

Guiza Milli Takımı (!)

Süper Lig'de Efsane Futbolculardan Teknik Direktörlüğe

Süper Lig'de daha önce böyle bir tablo oluştu mu bilmiyorum fakat Beşiktaş haricindeki, sezona şampiyonluk hedefiyle başlayan takımların yanı sıra pek çok anadolu takımın da başında zamanında top koşturdukları takımlarda efsaneler arasında girmiş isimler teknik direktörlük yapıyor. Son zamanlarda ki iyi futbolcudan iyi iteknik direktör olur mu soruları da gündemdeyken, Süper Lig'deki dönemine damga vurmuş veya takımına kupa kazandırmış ve şu an Süper Lig'de görev alan teknik direktörlere bir göz atalım.



Fenerbahçe: Fenerbahçe formasıyla yaşadığı 3 gol krallığı ve 2 şampiyonluk bulunan Aykut Kocaman, 2009 yılında sportif direktör olarak geldiği eski klübünde bu sezon teknik direktörlük koltuğuna oturdu. Fenerbahçe'nin efsanelerinden gösterilen ve sarı-lacivert formayı giydiği 8 yılda 140 gol atma başarısı gösteren Kocaman, bu sezon aynı başarıları teknik direktör olarak sergilemeye çalışıyor.







Trabzonspor: Şenol Güneş, Trabzonspor'un en büyük efsanelerinden biridir. 15 yıl koruduğu bordo-mavli takımın kalesinde; 6 lig şampiyonluğu, 3 Türkiye Kupası'nın yanında pek çok başka kupalarda kazanmıştır. Ayrıca 1.112dk gol yememe ve bir sezonda en az gol yeme (6) rekorlarınında sahibi olan Şenol Güneş, kelimenin tam manasıyla Trabzonspor tarihine damga vurmuş bir isimdir.






Bursaspor: Süper Lig'de devrimi gerçekleştiren Ertuğrul Sağlam, Beşiktaş'ın efsane futbolcularındandır. 6 sezon boyunca terlettiği siyah-beyaz forma ile 103 gol atmış; 1 lig, 1 Türkiye Kupası'nın yanı sıra daha pek çok kupa kazanmıştır.







Kayserispor: Oynattığı futbol ile herkesin beyenisini kazanan Şota Arveladze; 4 sezon giydiği Trabzonspor forması ile 1 kez gol krallığı ünvanı kazana Şota, bordo-mavili klübün gelmiş geçmiş en iyi yabancı oyuncusu olarak gösterilmektedir.






Eskişehirspor: 3 sezon oynadığı Fenerbahçe'de 1 kez gol kralı olan ve 1 lig şampiyonluğu kazanan Bülent Uygun, sarı-lacivertli klübün gol kralları arasında yerini almıştır.









Galatasaray: Galatasaray'da oynadığı 5 sezon içinde; 4 lig şampiyonluğu, 2 Türkiye Kupası, 1 UEFA Kupası ve 1 Süper Kupa kazanan Karpatların Maradonası Hagi, Galatasaray tarihinin en büyük efsanelerinden biri. Sarı-kırmızılı klübün Metin Oktay'dan sonra en büyük efsanesi olarak gösterilen Hagi, oynadığı dönemde elde edilen başarıların baş mimarıdır.













Antalyaspor: Mehmet Özdilek, nam-ı diğer Şifo Mehmet, Beşiktaş formasını tam 13 yıl boyunca terletti bu süre içinde de; 4 şampiyonluk ve 4 Türkiye Kupasının yanı sıra daha pek çok kupanın kazanılmasında da emeği geçti. Şifo Mehmet ayrıca Rıza Çalımbay'ın ardından siyah-beyaz formayı en uzun süre giren ikinci isim olma ünvanının da sahibi.







MKE Ankaragücü: (Ankaragücü Ümit Özat'ın teknik direktörlüğüne bu hafta içi son verdi) 6 sezon giydiği Fenerbahçe formasıyla takım kaptanlığına kadar yükselen ve 100. yıldaki şampiyonlukta dahil olmak üzere kaptan olarak 3 şampiyonluk yaşayarak Ümit Özat,Fenerbahçe'nin efsane kaptanları arasına adını yazdırdı.








Sivasspor: Rıza Çalımbay, Beşiktaş altyapısında futbol hayatına başlamış ve başka hiçbir takımda forma giymeden 16 sezon Beşiktaş'ta forma giydikten sonra futbolu bırakmıştır. Bu süre zarfında; 6 lig şampiyonluğu ve 3 Türkiye Kupasının yanı sıra daha pek çok kupa kazanmıştır. Yıllarca kaptanlık yaptığı Beşiktaş'ta 602 maça çıkarak, klüp tarihinin en fazla forma giyen futbolcusu olma ünvanını da kazanarak, adını siyah-beyazlı klübün efsaneleri arasına yazdırmıştır.






Bucaspor: Samet Aybaba, Beşiktaş formasını 11 sezon boyunca giymiş ve uzunca sürede kaptanlık yapmıştır. Bu süre zarfında 2 lig şampiyonluğu ve pek çok kupayı takımına kazandıran Aybaba, adını Beşiktaş efsaneleri arasına yazdırmıştır.











Konyaspor: (Ziya Doğan 2 hafta önce istifa etti) Ziya Doğan, Beşiktaş formasını 9 sezon boyunca terletmiş ve adını efsaneler arasına yazdırmıştır. Bu süre zarfında 2 şampiyonluk yaşayan Ziya Doğan, bu 2 şampiyonluğu da takımına kritik maçlarda attığı kritik gollerle kazandırarak, taraftarın sevgilisi haline gelmiştir.







*** Futbol kariyeri bakımından efsane olmasa da, Ziya Doğan sonrası Konyaspor'un başına geçen Yılmaz Vural, Süper Lig'de 3 büyükler dışındaki neredeyse tüm klüpleri çalıştırmış bir teknik direktör olarak Süper Lig tarihine damga vurmuş isimler arasında gelmektedir.

23 Şubat 2011 Çarşamba

Fenerbahçe- Beşiktaş Derbi Analizi


Kadrolara bakacak olursak;
Fenerbahçe, haftalardır istikrarı ve oyun yapısını sağlamış ideal kadrosuyla sahadaydı. Defans hattında Gökhan-Lugano-Yobo-Santos. Orta sahada ideal üçlü olarak görülen; Emre- Selçuk - Mehmet Topuz. Hücum hattın da ise yavaş yavaş oturmaya başlamış üçlü olarak; Alex- Dia - Niang.

Beşiktaş ise Schuster'in sürekli rotasyonu ile değişen kadro yapısı nedeniyle ideal kadronun belirsizliği içinde sahaya çıktı. Kalede Hakan Arıkan'ın güven vermemsi ve Cenk'in sakat olması nedeniyle aylardır oynamayan Rüştü sahaya çıktı. Defans hattı İbrahim Üzülmez'in gönderilmesiyle formaya kavuşan İsmail, ortada Ferrari- İbrahim Toraman, sağ bekte ise yabancı sınırlamasına takılan Hilbert yerine Ekrem Dağ. Orta saha üçlüsü olarak Beşiktaş'ın ideali denebilecek; Ernst - Necip - Guti. Hücumda ise Portekiz tayfası Quaresma- Simao - Almeida.



Maçın temel gidişatından önce, taktiksel olarak yorumlayacak olursak;
Aykut Kocaman haftalardır Dia'yı ters kanatta oynatarak hızıyla birlikte ceza sahasına girme özelliğini kullanmaya çalışıyor. Beşiktaş'ta özellikle Quaresma'nın defansa yardım etmeyen yapısı nedeniyle, Simao sağ kanada geçene kadar ki 30dklık bölümde bu taktikle başarılı da oldu. Ayrıca Dia'nın hızlı fakat çabuk yorulan bir oyuncu olması nedeniyle de bu taktik maç boyunca uygulanamadı.

Sakat olarak sahaya çıkan Gökhan Gönül'ün kanadı Beşiktaş'ın hızlı ve teknik kanat oyuncuları (Simao ve Quaresma) için maden olabilecek bir bölgeydi fakat Mehmet Topuz maç boyunca hücumdan ziyade bu kanattaki atakları engellemeye yönelik oynayınca Fenerbahçe sağ kanadını defansif olarak kapatmış oldu. Fakat üzerine gidildiğinde açıklar verebilecek İsmail'i de bu sebepten dolayı zorlayamadı ve iki takım içinde o kanat ( Beşiktaşa göre sol Fenerbahçe için sağ kanat) maç boyunca pek işlemedi.



Dia'nın da Quaresma gibi geriye pek dönmeyen bir oyuncu olması nedeniyle Quaresma'yı Santos'un üzerine salmayı düşündü Schuster fakat geride Dia'nın sürekli bindirmeleri sebebiyle hapsolan Ekrem, Quaresma'ya ilk 30 dk boyunca yeterli desteği veremedi. Bu dakikalarda hücum yerine defansı ön planda tutan Santos da Quaresma'ya göz açtırmadı. İlerleyen dakikalarda bu kanatta etkili olmaya başlayan Simao ve Quaresma ( zaman zaman kanat değiştirmeleri sebebiyle) topu kanatlara taşıyarak tehlike oluşturmaya başladılar fakat defans hattı sebebiyle bir türlü içeriye yönelemeyerek daha çok kanat ortaları veya çaprazdan şutlarla pozisyon bulmaya çalıştılar.

Fenerbahçe de en tehlikeli isim Alex olarak gözükürken, Beşiktaş'ta da en tehlikeli isim olarak Guti gözüküyordu. İki takımın da teknik direktörleri bu oyuncuları durdurmanın yolu olarak başlarına bir oyuncu dikmeyi tercih ettiler. Necip oyundan çıkana kadar özellikle 30-65. dakikalar arasında Alex'e göz açtırmadı ki bu dakikalar arasında Beşiktaş sahada bariz şekilde Fenerbahçe'ye göre üstün taraftı. Zaten Necip'in çıkmasıyla serbest kalmayı başaran Alex'de 10dakika içinde 3 gol atmayı başardı. Diğer tarafta da Selçuk, Guti'ye yapışık oynamaya çalıştı. Maçın başında ilk karşılaşmalarında Guti'yi faul yaparak durdurmayı başaran Selçuk daha sonraki pozisyonlarda ise başarılı bir şekilde Beşiktaş'ın ortasahadan Guti ile top dağıtmasını engelledi.



Herkesin ortak görüşü olarak derbi 2 devre değil 3 devre halinde oynandı: 30-30-30 şeklinde.
İlk 30 dakika:
Fenerbahçe, bu sezon gösterdiği deplasman performansından çok farklı bir şekilde oyunu rakip sahaya yıkarak ve hızlı hücumlarla başladı. 5. dakikada Alex'in kullandığı serbest vuruşta Necip'in ters kafa vuruşu ile öne geçen Fenerbahçe skor avantajını da arkasına alarak oyuna hkim oldu. Ekrem madenini iyi değerlendiren Dia, Niang'ın da o bölgeye kayarak etkili oynaması sonucunda 30 dakika boyunca Beşiktaş defansını adeta dağıttı. Üst üste ataklarla Beşiktaş kalesinde tehlike oluşturan Fenerbahçe'nin bu dakikalarda şans yanında değildi, Rüştü kalesinde devleşirken, Dia'nın da karşı karşıya da şutu direkten döndü.

Dia'nın direkten dönen şutu Beşiktaş için bir kırılma anı oldu. Hareketli oyunuyla pozisyon bulan Fenerbahçe bir türlü golü bulamayınca yorulmaya başladı ve ileri üçlü ile ortasaha arasındaki mesafeler artmaya başlayınca, ortasaha Beşiktaş hakimiyetine geçti.



İkinci 30. dakika:
30. ile 60. dakikalar arasında top sürekli olarak Beşiktaş'taydı. Ortasaha hakimiyetini alan Beşiktaş, Fenerbahçe kalesine hucümlar başlatmaya başladı. Fakat Fenerbahçe'nin uyumlu defans yapısı nedeniyle ceza sahasına girmekte zorlanan siyah beyazlılar hızlı oyuncularıyla kanat varyasyonları ve teknik ayaklarıyla uzaktan şutlarla gol aramaya başladılar. Gol ise Santos'un bölgesini kaybetmesi sonucu topla buluşan Ekrem'in hayatının şutunu atmasıyla geldi. Ekrem topu önüne alıp Santos'un dengesiz müdahalesinden sıyrıldığında herkesin dediği şey "vurma, Ekrem"di fakat sol ayağı ile güzel vuran Ekrem jeneriklik bir gol attı.
Soyunma odasına, baskı kurmanın ve beraberliği yakalamanın moraliyle giden Beşiktaş 2. yarıya da etkili başladı. 2. yarının hemen başında Simao'nun frikiği barajdan sekip İbrahim Toraman'ın önüne düştüğünde Beşiktaş geriye düştüğü maçta 2-1 öne geçiyordu. Bu dakikadan sonra Beşiktaş gerçekten hücum yapmaya başladı. Bir anda sezon başındaki görüntüsüne dönen ve açık vermeye başlayan Fenerbahçe defansı, Beşiktaş'ın hızlı oyuncuları karşısında çaresiz kalmaya başladı. 60. dakika da Toraman'ın arapasına hareketlenen Almeida, Volkan ile karşı karşıya kaldığı müsait pozisyonda Volkan başarılı bir hamle ile topu çelmeyi başardı. Bu kurtarış maçın 2. kırılma anı olduve rüzgarın tekrardan diğer yöne esmeye başlamasına sebep olacak hamlenin başlangıcı oldu.




Son 30 dakika:
Volkan'ın kurtarışından 3 dakika sonra ceza sahası içinde topsuz alanda Lugano'ya dirsek atan Ferrari hem takımını 10 kişi bıraktı hem de penaltıya sebebiyet verdi. Maç başından beri birbiriyle didişen bu ikilinin psikolojik savaşından galip çıkan Lugano rakibine bir maçta yaptırılabilecek en büyük hatayı yaptırttı.
Penaltıda topun başına geçen Alex her zamanki köşesine topu bırakırken, Rüştü 3-5cm daha uzun olsaydı topu çıkarabilecek kadar güzel bir atlayış gösterdi. Maç 2-2'ye gelmiş ve Beşiktaş 10 kişi kalmışken maçın seyrini değiştirecek hamle Schuster'den geldi; tartışmalı bir şekilde kadroya yedek stoper almayan Schuster, Necip'i çıkartarak Aurelio'yu stopere çekti. Aslında kırılma anı da bu oldu; Necip'in markajı altında etkin olamayan Alex, Necip'in çıkmasıyla sazı eline aldı ve demoralize olmuş rakibi karşısında takımını 2 farklı öne geçiren golleri art arda ağlara yolladı.



Aslında 2 taraf için de teknik adamların süper bir yönetim sergilediğini söylemek doğru olmaz.
Aykut Kocaman haftalardır oynattığı ve takımı uydurduğu taktiğinden ödün vermeyerek doğruyu yaptı. Fakat maçta Beşiktaş'ın hakim olduğu dakikalarda takımına müdahale edemedi. Semih'i kenarda ısınmaya yolladığı dakikalarda kazanılan penaltı ve sonrasında Alex'in art arda attığı goller nedeniyle bu hamlesinden vaz geçti.
Schuster için de sahaya çıkarttığı kadro açısından bişey söylemek pek doğru olmayabilir. Fakat yedek tercihleri yanlıştı; Fenerbahçe karşısında hayatının maçlarını oynamış Bobo yedeklerde bile yoktu, aynı şekilde defansın as oyuncusu gösterilen Sivok da maçı evinden izliyordu. Takım 10 kişi kaldığında yedek stoperi olmadığı için Aurelio'yu o bölge için oyuna soktu ama Alex'in 2. golünde yaptığı hata fazlasıyla acemiceydi. Ayrıca Alex'i marke eden Necip'i oyundan çıkartıp Aurelio'yu alması anlamsızdı, ileri uçtan birini çıkartıp defansif oyuncu olarak yetenekli ve hızlı silahlarıyla kontraatağa dönebilirdi. Ayrıca Beşiktaş'ın bu kadar çabuk demoralize olması da Schuster'in takım içi dengeleri iyi oturtamadığının bir göstergesi.

Bana göre maçın adamı sıralaması;
1- Alex: 3 gol 1 asistle oynadı ve Fenerbahçe'nin ilk ve son 30 dakikada yakaladığı tüm ataklarda onun pasları vardı. Ayrıca çok klas bir gol attı (4. gol)
2- Rüştü: İlk 30 dakika içinde Fenerbahçe'nin farka koşmasını tek başına engelledi, penaltıyı da az kalsın kurtarıyordu. Tecrübesini maç boyunca konuşturdu.
3- Volkan: Büyük maçların oyuncusu olduğunu yine gösterdi. Defansın hata yaptığı dakikalarda farkın açılmasını önleyerek takımının oyuna tutunmasını sağladı.

Kaldığımız Yerden Devam...

Son postu bir derbi öncesi girmiştik, geri dönüşümüz de bir derbi sonrası oluyor.

Sınavlardı, ödevlerdi, hastalıktı, sağlıktı vs. derken bir süre ara vermek zorunda kalmıştık. Yaklaşık 3 aylık arada bir çok spor olayı oldu, futbolda güzel bir ara transfer dönemi geride kaldı, liglerde işler karıştı, f1 de test dönemleri tamamladı pilot kadroları belli oldu, basketbolda ilginç gelişmeler oldu...

Biz de kaldığımız yerden yazmaya devam etmeye çalışacağız.

27 Kasım 2010 Cumartesi

Mourinho vs Nou Camp

''Chelsea veya İnter ile Barcelona'ya gittiğimde de zevkliydi. Şimdi Real Madrid ile daha zevkli olacak. Barcelona herşeyi kazandı ama hiçbir zaman Real Madrid'in stadı Santiago Bernabeu'da bir Şampiyonlar Ligi finali kazanamadı ve kimbilir 30-40 yıl bu fısatı bir daha yakalayamayacak''

26 Kasım 2010 Cuma

1/3'ü Geride Kalmışken STSL İncelemesi

Geçen sezonun şok sonucundan sonra bu sezonda şok sonuçlarla başladı. 3 büyükler lige yeniden ağırlıklarını koymak için takımlarına yıldız oyunculardan takviyeler yaptılar, Anadolu klüpleri ise Bursaspor'un şampiyonluğundan sonra; biz de yapabiliriz mantığıyle eksta motivasyonla sezona başladılar. Ligin 13. haftası geride kaldı ve lig hala tam manasıyla şekillenebilmiş değil, uzun süreden sonra ilk defa bu kadar karışık bir sezon oluyor.

Şampiyonluk adayları ağırlıkta olmak üzere takımları inceliyecek olursak;
1-Trabzonspor- 30puan +21 averaj
Geçen sezondan beri Şenol Güneş önderliğinde kendi içinde bir devrime imza atan Trabzonspor lige de hızlı bir başlangıç yaptı. Avrupa Ligi elemelerinde karşısına Liverpool çıkmasaydı büyük ihtimalle Avrupa'da da yollarına devam edeceklerdi. Trabzon bu sezonun en zor maçları olarak gösterilebilecek; Bursaspor, Kayserispor, Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray maçlarını 4 galibiyet ve 1 beraberlikle mükemmele yakın olarak atlatmış durumda. Şenol Güneş'in kafasındaki taktiği sahaya yansıtma konusunda pek sorun yaşamayan Trabzonspor şu an şampiyonluğun en büyük adayı.
Trabzonspor, devre bitimine kadarki 5 maçı minimum kayıpla atlatıp, ligin ikinci devresinde yanlış hamlelerden sakınırsa ligi çok rahat şampiyonlukla bitirebilir. Trabzon eğer ligin sonlarına doğru; erken form tutmaktan kaynaklı bir düşüş yaşamazsa, zaten lider götürdüğü ligi şampiyonlukla kapatarak hasrete son verebilir. Çünkü STSL takımları içerinsinde oturmuş düzenini sahaya en iyi yansıtan konumundalar ve bu özelliklerinden dolayı da zorlu maçlardan kritik puanları çıkartmayıbildiler. Trabzonspor'u bekleyen bir diğer tehlike de sezon sonu sözleşmesi bitecek oyuncuların, sezon içinde başka takımlara imza atmaları ihtimaliyle oluşacak olan motivasyon eksikliği olacak gibi duruyor, şu an ufak çaplı iç karışıklıkları olan Trabzonspor bu karışıklıkların büyümesini önlerse lige damgasını vurabilir.


2-Bursaspor- 28 puan +14 averaj
Ertuğrul Sağlam'ın öğrencileri geçen sene müthiş bir iş yaparak şampiyon oldular ve Şampiyonlar Ligine gitmeye hak kazandılar. Zorlu Avrupa macerası öncesi Arjantinliler ağırlıkta olmak üzere eksik bölgelere takviyelerle takım güçlenmiş durumda. Ligin 2. sırasındaki yeşil-beyazlılar güçlü rakiplerinden; Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonsporla karşılaştılar, bu zorlu maçlardan 4 puan çıkartabildiler. Bursaspor bu hafta da evinde Kayseri'yi ağırlayacak.
Ligi güzel bir ivmeyle başlamış olmasına rağmen, Şampiyonlar Ligi'nde üst üste ağır mağlubiyetler alınması Bursaspor'un ligde de biraz frenlemesine sebep olmuş durumda. Üst üste oynanan maçlar sonucu fizik ve motivasyon olarak yıpranan Bursaspor; eğer bu travmayı çabuk atlatıp tekrardan lige konsantre olmayı becerebilirse, oturmuş kadro yapısıyla, ligi yine üst sırada bitirebilir. Fakat geçen sezona göre şampiyonluk yolunda daha fazla rakibi olması ve geçen sene yakalanan konsantrasyonun azalması da Bursaspor cephesinde büyük handikap durumunda. Herşeye rağmen Bursaspor şu an ligin en büyük favorileri arasında ve zaten 2. sırada olmaları da bunun göstergesi.

3-Kayserispor- 28 puan +12 averaj
Kayserispor, sezon başında yaptığı Şota hamlesi ile üzerindeki ölü toprağını atmış durumda. Şota'nın oynattığı modern takım halinde hücum-defans taktiği, Kayseri'yi ligin en az gol yiyen takımı haline getirerek mevyasını vermiş durumda. Geride kalan 13 hafta içinde rakiplerinden; Fenerbahçe, Trabzonspor, Beşiktaş ve Galatasaray ile oynadıklar ve kritik maçlardan 8 puan çıkarttılar. Bu hafta kritik Bursa deplasmanına gidecekler. Fakat son 2 haftadır Kayserispor'da bir düşüş söz konusu, bunun sebebi de üst üste yaşanan sakatlık sorunları, Cangele'den sonra Zalayeta'nın da sakatlığı Şota'nın başını ağrıtıyor. Sakatlık sorunlarıyla boğuşulduğu bir dönemde Bursa'dan alınabilecek puanlar Kayseri'nin ligin üst sırasındaki mücadelesini devam ettirmesi için çok önemli, çünkü sakatlıklar nedeniyle yaşanabilecek puan kayıpları önümüzdeki haftalarda Kayseri'nin şampiyonluk yarışından düşmesine sebep olabilecek durumda.

4-Fenerbahçe- 24 puan +17 averaj
Geçen sezon sonunda yaşanan şoktan sonra toparlanması biraz zor oldu. Daum'un yerine gelen Aykut Kocaman, takımın kritik bölgelerine yapılan nokta transferlerle birlikte ligin en güçlü takımlarından birini kurdu. Yeni bir oluşuma giden Fenerbahçe, ligin başında ki Avrupa Kupaları elemelerinde başarısız olarak Avrupa defterini erken kapattı. Ligin başında üst üste oynadığı; Trabzon, Kayserispor, Beşiktaş, Galatasaray, Bursaspor maçlarından 3 beraberlikle 3 puan çıkartan sarı-lacivertli ekip, diğer maçlarda bol gollü galibiyetler alarak şampiyonluk yarışındaki takibini sürdürmeye devam etti. Hücum yollarında ki etkisiyle rakiplerine korku salmasına rağmen, defans problemleri nedeniyle gol yeme sorununu çözemeyen Fenerbahçe, 35 gol atmasına rağmen ağların da da 18 gol gördü. Mevcur durumda Fenerbahçe üst sıralarda ki takımların yapacağı hatalar ile şampiyonluk yarışında önemli avantajlar elde edebilir, özellikle devre arası transferi iyi geçirmesi halinda Fenerbahçe yeniden şampiyonluk potasına girebilir.

5- İBB- 23 puan +7 averaj
Abdullah Avcı yönetiminde uzun yılalrdır bir istikrar abidesi olan İBB, aynı ekiple uzun süredir birlikte olmanın meyvelerini bu sezon toplamaya başladı. Ligin üst sıralarına oynamaya başlıyan İBB büyük ihtimalle bu yarışın sonunu getiremiyecek gibi görünüyor olsa da şu an ki oyunlarıyla birlikte sezon sonunda Avrupa Kupalarına katılma hakkı elde edebilirler.

6-Beşiktaş- 21puan +7 averaj
Sezon başında, Schuster hamlesi ve Guti, Quaresma transferleri ile yeni bir yapılanmaya giren Beşiktaş, Avrupa'da bu yapılanmanın meyvalarını toplarken STSL'de ise hüsran yaşıyor. Deneyimli teknik adam ise şu an eleştiri oklarının hedefindeki isim. Defansı da ileri çıkartıp oyunu rakip kalede oynamak üzerine kurulu bir anlayış benimseyen Beşiktaş; defansın arkasına atılan toplarda sürekli olarak tehlike yaşıyor ve oyunu ilerde kurma çabasına rağmen Guti ve Quaresma olmadığı zamanlarda bal yapmayan arı kıvamında top oynuyor. Uzun vadede başarı getirip, sistem oturtabilecek Schuster ise eleştiri oklarının hedefinde olması nedeniyle sürekli olarak rakiplerine saldıran basn açıklamaları yaparak kendini korumaya çalışıyor. İlerde oyun kurmaya müsait olmayan defans oyncuları da Beşiktaş'ın en yumuşak karnı durumunda. Geride kalan 13 haftada; Fenerbahçe, Trabzonspor ve Kayserispor maçlarını oynayan Beşiktaş bu kritik maçlardan sadece 1 puan alabildi. Fakat Beşiktaş adına asıl önemli nokta 14. ve 15. haftalarda oynayacağı kritik Galatasaray ve Bursaspor maçları. Beşiktaş bu 2 maçtan da galibiyetle dönebilirse tekrardan şampiyonluk yarışının içinde kendisini bulabilir, fakat art arda kaybedilecek 2 maç Beşiktaş için bu sezonun büyük ölçüde bittiği manasına gelir.

9- KDÇ Karabükspor- 18 puan -1 averaj
Süperlig'e yükseldikleri kadroyu bozmayıp üzerine gerekli takviyeleri yapan Karabük istikrarlı gidişini sürdürüyor. Emenike önderliğinde ki hızlı hücum hattı ile rakiplerinin korkulu rüyası haline gelmiş olan Karabük şu an ki tabloları itibari ile ligimizin uzun soluklu takımları arasına adını yazdırabilecek gibi duruyor.


10-Galatasaray- 17 puan -3 averaj
Geçen sezon Rijkaard'ın taktiğini oturtmasını bekliyen fakat bir türlü istikrarlı bir hale gelemeyen, bu sezon başında da Avrupa Ligi'nden elenilmesi ve ligde diplere demir atılması üzerine Rijkaard gönderilerek yerine Hagi getirildi. Fakat şu an ki durumda Hagi'de Galatasaray'ın derdine çare olabilmiş durumda değil, bunun en büyük sebebi de Galatasaray'ın oyunu sadece tek yönlü oynayabilen oyunculardan kurulu bir ortasahası olması ve sakatlığı döneminde Baros'u yedekliyebilecek forvet oyuncusunun bulunmaması. Hagi'nin gelmesiyle birlikte de durulmayan sular nedeniyle Galatasaray bu sezonluk şampiyonluk defterini kapattı diyebiliriz çünkü istikrarsız oyun yapısı ve tam 13 puanlık bir fark mevcut. Galatasaray'ın bu sezon ki hedefi artık seneye Avrupa Kupalarına katılabilecekleri bir yerde ligi bitirmek ve gelecek sezon için yapılanmaya şimdiden başlamak.

12-Manisaspor- 15 puan -2 averaj
Lige kötü bir başlangıç yapınca teknik direktörlüğe Hikmet Karaman'ın gelmesiyle birlikte Manisaspor yükselişe geçmeyi başardı. Fenerbahçe'den sonra en sağlam hücum hattına sahip olan Manisaspor, Hikmet Karaman'ın taktiğini yavaş yavaş oluşturması sonucunda ligi daha üst sıralarda bitirebilcek gibi duruyor. Ligin tepesi için iddaalı olmasalar da, ligin tepesinde ki takımlara kabus yaşatacak gibi duruyorlar.

Gençlerbirliği(13) ve Eskişehirspor(14)
Gençlerbirliği sezonun daha başlarında Thomas Doll'un görevine son vererek teknik adam değişikliğine gitti fakat lige uyum sağlamış, yetenekli Doll'un gidişinden sonra bir türlü istikrar sağlıyamayan başkent ekibi şu an ufak bir travma evresinde.
Sezona kötü başlayan Rıza Çalımbay ile yollarını ayıran Eskişehir, bu göreve Bülent Uygun'u getirdi. Bülent Uygun da hakkında açılan davalar ve aldığı ceza nedeniyle Eskişehir'e şimdilik yeteri kadar emek verememiş durumda ve üst üste gelen olaylar nedeniyle de Eskişehir istikararını kaybederek ligin alt taraflarına doğru inmiş durumda.
2 takımda teknik direktörlerinin marifetlerini göstermesiyle birlikte bulundukları bölgelerden daha yukarıda ligi bitirebilecek kalitede ekipler.

Düşme Hattı: Konyaspor(10), Sivasspor(10), Bucaspor(8), Kasımpaşa(7)
Süperlig'e yeni çıkan Konyaspor alışma evresinde olması nedeniyle bir türlü istikararını sağlıyamamış durumda. Ziya Doğan'ın aşırı defansif oyun yapısıyla eleştiri odağı olduğu Konyaspor'un mevcut kadrosu ligde kalmaya yeterli bir kadro olmasına rağmen, korkak ve defansif oyunu nedeniyle puan almakta zorlanıyor.
2 sezon önce şampiyonluğa oynayan Sivasspor yaptığı yanlış hamleler sonucu geçen sezon düşmekten adeta ucu ucuna kurtulmuştu, bu sezonda kendisini toparlayamayan ve istikrar sağlayamayan ekip yine kendisini dibin sonlarında gördü. 2 sezondur ligin sonlarına oynayan Sivasspor eğer devre arasında toparlanamazsa bu sezon küme düşebilir.
Bank Asya'dan çıktıktan sonra birden bütün kadrosunu değiştirip yepyeni bir ekip kuran Bucaspor hala takım olmaya çalışıyor. Karabük'ün kadroyu koruma mantığına zıt olarak tüm kadroyu sıfırdan yapmaları nedeniyle bir türlü istedikleri oyunu sahaya yansıtamıyorlar. Aslında sezona Bülent Uygun yönetiminde iyi başlamış olan İzmir ekibi, Uygun'un zamansız istifası sonrasında hala toparlanamamış gibi duruyor. Aslında kadroları ligde kalmaya yetecek kalitede olmasına rağmen bir türlü yeteneklerini sahaya yansıtamıyorlar. Şu an ki durumda tekrardan Bank Asya yolcusu olacaklar gibi duruyor.
Kasımpaşa, geçen sezonun flaş ekibiydi, Yılmaz Vural yönetiminde açık ve göze hoş gelen oyunuyla herkesin beğenisini kazanan Kasımpaşa, bu sezon bir türlü istediği oyunu sahaya koyamayınca ligin dibine demir atmış oldular. Daha önce Bank Asya'ya düşüp tekrardan çıkan İstanbul ekibine malesefki tekrardan Bank Asya yolları gözüküyor.

23 Kasım 2010 Salı

Alex ve 3000. gol

Aslında Alex'in Fenerbahçe'nin lig tarihindeki 3000. golü geçen hafta atması bekleniyordu. Gaziantep maçında gol atarak kendisinin 100. golüne de ulaşmıştı fakat takımı 2999. golde bırakmıştı.
Buca karşısında, Fenerbahçe'nin bol gol bulması bekleniyordu fakat asıl istenen ilk golü klübe mal olmuş olan Kaptan'ın atmasını istiyordu. Alex de bu heyecanlı bekleyişi fazla uzatmadı daha 34. sn de topu ağlara göndererek Fenerbahçe'nin lig tarihindeki 3000. golüne imza atmış oldu. Hatta geçtiğimiz hafta yapılan aslında Alex'in 100. değil 98. golüydü muhabbetlerine de nispet yaparcasına 3 gol birden attı ve hem 100 golünü hemde takımın 3000. golünü garantiye almış oldu.

Fenerbahçe'nin lig tarihindeki önemli golleri:
1.gol: Ergun Öztuna
500.gol: Ogün Altıparmak
1000.gol: Erol Togay
1500.gol: Şenol Çorlu
2000.gol: Uche
2500.gol: Pierre van Hooijdonk
3000: Alex de Souza
3000.gol

21 Kasım 2010 Pazar

Fotoğraflarla En Genç Şampiyon

Zordur Formula 1'de Dünya Şampiyonu olmak;

Yarışı kazandığın anda bile, şampiyonluğa sevinmeden önce şampiyonadaki rakiplerinin çizgiyi geçmesini beklemek gerekir. Ne olur ne olmaz...Aracın üzerine çıkıp, sevinmek ve zıplamak için denge gerektirir.
Bazen gözyaşlarına hakim olamamaktır.Bazen de, kazandığın onlarca kupa arasından birtanesine özel anlamlar yüklemek, aşık olmaktır.Eski şampiyonlarla birlikte şampanya içmektir... Hatta eski şampiyonlar tarafından sarhoş edilmektir...
Sevinci ve hırsı aynı anda yaşamaktır.

Fotoğraf makinalarının odaklandığı tek kişi olmaktır.



Ezilme tehlikesi geçirmek pahasına sevinmek ve sevinci paylaşmaktır. Şampanya ile duş almak, zafer sarhoşu olmaktır...
Zaferi getiren ekibine saygı duymaktır.
Finiş çizgisini son kez geçene kadar rekabet ettiğin takım arkadaşınla, şampiyonluktan sonra doyasıya sevinebilmek, kavgaları unutabilmektir.
Çevrenizdeki insanları da sevincinize ortak edebilmektir.
Her an, her yerde kendinizi görmektir.


Köşe bucak kaçsanız da basın mensuplarına yakalanmak, her anınıza ait fotoğraf çektirmektir.

Zordur F1'de şampiyon olmak; psikolojik, fiziksel, mekanik, kimyasal.......vb. birçok konunun ortalamasında en iyi olmaktır.

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails