29 Mayıs 2010 Cumartesi

Euro 2016 Oylaması Aırdından Yankılar



Türkiye Cephesi

"920 milyon avro bütçe ayırmış bir ülkenin dışarıda bırakılması Türkiye için çok büyük bir hayal kırıklığıdır"

Guus Hiddink

"İkinci tur önemliydi. Böyle bir sonuç tabii ki UEFA Başkanı için güzel bir sonuç değil. Fransa kazandı, ama iğne iplikle kazanmış oldu. Hayırlı olsun.''

''Tabii ki normal değil. Her gelen Cumhurbaşkanına bunu yapması lazım. Orada hata yaptı. Cumhurbaşkanı Sarkozy, fair play'den bahsetti, fair play kuralları çerçevesinde bunu yapmaması lazımdı''

''Benim sadık kaldığımı bilmiyorsunuz. Herkes gönlünde bir ülke taşır. Kendi temsil ettiği ülkeyi. Onun için de çalışmalar yapar. Ben ne yaparsam herkese anlatmam. 'Şu oldu, bu oldu falanca bize oy verecek' şeklinde hiç benim ağzımdan duymamışsınızdır. Bu, arkadaşlarıma olan güven ve saygıdan ötürü. Dolayısıyla benim şu ana kadar konuşup da oy vereceğini düşündüğüm rakam 5-6 civarındaydı, 6'sı da verdi. Sağ olsunlar. Onlar hiçbir etki altında kalmadan bizim güzel projemize -sunum da çok güzeldi- oy verdiler. Daha evvel vereceklerini de söylediler. Ama bunları açıklamak hiç kimsenin yararına değil''

'3. kez kazanamıyoruz. Müsaade edin de 3. sefer tepki olsun. Bu sefer artık bizim kazanmamız gerekir diye düşünüyorduk, ama olmadı. Ne yapalım, gençler devam eder bundan sonra''

Şenes Erzik



Fransa Cephesi


"Oylama 7-6 bitti, Türkiye'de kazanabilirdi" dedi. Fransa'nın kazandığı oylamada etkisi yönünde olduğu sorularına da cevap veren Platini, şunları söyledi: "Ben başkanım diye mi kazandık?Tabii ki hayır. O zaman bir dahaki başkan sizden olursa siz kazanırsınız. Türkiye, Japonya'da yarı final oynadığında da Şenes Erzik vardı, o mu etki yaptı o zaman? Dosyanız ve sunumunuzçok başarılıydı. Türkiye de çok yaklaştı ancak olmadı. Sadece bir kazanan olur. Ben kim kazanırsa kazansın eleştirilecektim."

Micheal Platini


"İlk olarak İtalya ve Türkiye'ye teşekkür etmek istiyorum, bu üzüntüyü anlayabilirim, aylardır yapılan çalışma ve hazırlıklar burada sona erdi. Onlara bol şans diliyorum. 2016'da Avrupa futbolu Fransa'ya gelecek, biz de verdiğimiz tüm sözleri yerine getirmeliyiz. Bize güvendiklerini ortaya koydular, onları yanıltmamalıyız. Bugün bizim için çok mutlu bir gün."


Jean-Pierre Escalettes (Fransa Futbol Federasyonu Başkanı)


"Turnuva Fransa'da olacağı için mutluyum. Bu duruma mutlu olan herkes adına seviniyorum, bunu oyuncu olarak yaşadım. Avrupa Şampiyonası değil, Dünya Kupası'ydı ancak pratikte aynı. Milyonlarca Fransız için çok mutluyum, Fransa takımını seviyorum, bu benim görevimdi. Tekrar şampiyon olmalarını isterim işte ben de bu yüzden burdayım. Herkes çok iyi hazırlanmıştı özellikle de 10 yaşındaki Nathan mükemmeldi."


Zinedine Zidane


"Fransa daha güvenli bir seçenekti zira zaten yapılmış çok şey var. Türkiye'nin ise o tarihe kadar yapması gereken çok şey vardı. Türkiye'nin adaylığı aslında Polonya ve Ukrayna'nınkinden farklıydı. Türkiye'de son yıllarda gerçekleşen gelişmelere ve ülkenin potansiyeline bakılırsa, bunun fazla rol oynamadığını düşünüyorum."

"Meslektaşlarım arasında Türkiye'nin adaylığı büyük saygıyla karşılandı. Umuyorum Türkiye federasyonu bunun kendilerine karşı alınmış bir karar olduğu hükmüne varmaz ve altyapısını geliştiren Türkiye ileride yeniden aday olur."

Gianni Infantino (UEFA genel sekreteri)

Kerem Tunçeri 5-6 Ay Yok


Kerem Tunçeri Fenerbahçe Ülker ile oynanan play-off 4. maçında elinden sakatlanmıştı.Yapılan tetkikler sonucunda elinde kırık tespit edilmiş.Kerem 5-6 ay sahalardan uzak kalacak.Tabi en önemli soru 2010 Dünya Şampiyonası'na yetişebilecek mi?Doktorlar yetişeceğini söylüyor.Kerem de iyileşip 2010 Dünya Şampiyonası'nda yer alacağını belirtmiş.İnşallah beklenildiği gibi iyileşir de guard sıkıntımızın olduğu aşikarken Kerem de olmazsa ne yaparız bilemiyorum.Geçmiş Olsun Kerem Tunçeri...

Hedo Mutsuz Gitmek İstiyor


Hedo dün akşam Ntvspor'da yayınlanan NBA Stüdyo'ya konuk oldu.Bu sezonki performansı hakkında konuşan Hedo anlaşıldığı üzere Toronto'da mutsuz.Aslında bu mutsuzluğunda biraz da kendisinde suç var.Ben hala anlamakta zorlanıyorum.Orlando'da üstlendiği liderliği devam ettirebileceği bir takım varken (Portland Trail Blazers) hiçbir organizasyonu olmayan ve performasını düşürecek roldeoynatılması beklenen bir yere neden gider.Toronto daha cazip geldiğini söylüyor ama Portland'a gitseydi hangi rolde olacağını ya da lider oyuncu olacağını o da görüyor.Neyse fazla uzatmadan dünkü programda hemen hemen merak edilen tüm konularda birşeyler söyledi.İsterseniz neler söylemiş bir bakalım.


"Zaman zaman yuhlandığımı gördüm seyircim tarafımdan. Kimsenin başına gelmemesi gerek bir durum bu. Organizasyon olarak sorunlarım oldu. Utah maçında rahatsızlığım başladı, devrede bıraktım. Hayatım boyunca kimseye ben oynamayacağım dememişimdir. Hep çıkıp oynamak istemişimdir. Denver maçı geldi. "Nasıl hissediyorsun?" dediler. Ben de "Yorgunum, uyuyamadım" dedim. Onlar da "Sen bu maç oynama" dediler. "Miami, Charlotte maçlarında oynarsın" dediler. Bana eve git dediler ama ben salonda kaldım. Maç sonrasında eve gittim. Avrupalı takım arkadaşlarım aradılar. Beni bara çağırdılar. Eve 100 metre belki gittiğim yer. Bara girmemle çıkmam 15 dakika oldu. Tüm arkadaşlarım oradaydı. Bargani ile çıktık. Daha sonra olaylar büyüdü. Yönetim ortaya çıkardı bunları. Benim bilerek maçta oynamadığımı iddia ettiler. Miami maçında cezalandırıldım. Ondan sonra her yerde haberler çıktı, ben Amerika'daki kariyerimde hiç böyle bir durumla karşılaşmamıştım. Böyle olaylar nedeniyle de ben soğudum. Ben seyirciyle iyi ilişkiler içinde olan bir insandım. Olaylar bir anda böyle dönünce işler büyüdü. Ben dönmek istemiyorum Toronto'ya."

"Bu gibi durumlarda pek seçme hakkım olmuyor. Ama umarım takas olursa beni iyi kullanabilecek bir takım olur. Beklemekten başka yapacak bir durumum yok. Basketbolun dışında olayların gelişmesi beni yıprattı. Orlando'daki düzen belki hiçbir yerde olmayacak. Toronto bana cazip gelmişti o dönemde. Hiç maddiyatı düşünmedim. Hatta eksiye bile düşmüştüm" ifadesini kullanırken psikolojik olarak kendini kötü hissettiğinde ailesinin kendisine çok destek olduğunu şu sözlerle açıkladı: Benim en büyük mutluluğum kızımın olması. Eve gittiğim zaman stresten kurtuluyorum kızımı görünce. Bütün vaktimi onunla geçiriyorum. Ailem bana çok destek oldu. Her kararımın arkasında durdu. Kötü günlerimde yanımda oldular."

"Toronto'daki düzen tamamen Chris Bosh üzerine kurulu. O tip oyuncular böyle bir durumu bırakıp başka takıma geçerek ikici adam olmak ister mi? Ben daha görmedim. Eğer başka takıma giderse amaç iyi bir sezon geçirmektir. Ama bir takımın en büyük yıldızı olmak istiyorsa Toronto'da kalacaktır."

"Benim için son Dünya Şampiyonası olacak. Burada kazanacğım bir başarı her zaman hatırlanacak. Önemli hatıralarımdan biri olacak. Burada kazanacağımız bir başarı genç basketbolcularımız açısından da çok iyi olacak. Tüm Türk halkı da böyle bir başarı bekliyor. Bizi yalnız bırakacaklarını düşünmüyorum. Bize yakışan bir basketbol oynayarak istekli, arzulu bir şekilde bir madalya alıp böyle noktalayabiliriz."

2010 Dünya Kupası Kadrolar - 5 (Danimarka)





Kaleciler

Thomas Sorensen (Stoke City)

Stephan Andersen (Brondby)

Jesper Christiansen (Copenhagen)

Defans

William Kvist (Copenhagen)

Lars Jacobsen (Blackburn Rovers)

Simon Kjaer (Palermo)

Per Kroldrup (Fiorentina)

Daniel Agger (Liverpool)

Patrick Mtiliga (Malaga)

Simon Poulsen (AZ)


Orta saha

Martin Jorgensen (Aarhus)

Christian Poulsen (Juventus)

Daniel Jensen (Werder Bremen)

Jakob Poulsen (Aarhus)

Thomas Kahlenberg (Wolfsburg)

Thomas Enevoldsen (Groningen)

Christian Eriksen (Ajax)

Mikkel Beckmann (Randers)

Forvet

Jon Dahl Tomasson (Feyenoord)

Soren Larsen (Duisburg)

Jesper Gronkjaer (Copenhagen)

Dennis Rommedahl (Ajax)

Nicklas Bendtner (Arsenal)

28 Mayıs 2010 Cuma

Yorumsuz!

Euro 2016'yı düzenleme hayallerimiz 1 oy fark ile sona erdi. Fransa:7 Türkiye:6

27 Mayıs 2010 Perşembe

100 vs 11

Joseba Etxeberria, 1995'te geldiği ve 445 defa terlettiği Atletic Bilbao formasını duvara asıp, futbolu bırakma kararı aldı.
Atletico efsane oyuncusu için güzel bir veda töreni hazırlamıştı. Altyapıdan 100 tane genç oyuncuya karşı, Atletic Bilbao ilk 11'i sahadaydı. Tam manasıyla kıran kırana ve futbol zevkinin doruk yaptığı bir maç oldu.



Etxeberria'nın San Mames'te çıktığı son maç olan Deportivo maçından güzel bir sahne:

İletişimimiz Zayıftı




"Ağustos ayından beri başkan ile görüşmedim. Ben onu daha iyi bir başkan, o da beni daha iyi bir teknik adam olarak görüyordu belki de. Onu tam olarak tanıyamadığımı düşünüyorum. Onun hakkında iyi veya kötü şeyler konuşmak istemiyorum. Sonuç olarak önemli bir görevden ayrıldım ve bu başkanın kararıydı. Saygı duymak gerek."

Manuel Pellegrini

Hayır mı Şer mi



Bülent Uygun Bucaspor ile anlaştı.

El Obelisco + Çıplaklık = Maradona




"Eğer Dünya Kupası'nı kazanırsak Buenos Aires'in merkezindeki El Obelisco mahallesinde çırılçıplak koşacağım."

Diego Armando Maradona

2010 Dünya Kupası Kadrolar - 4 (ABD)




Kaleci

Brad Guzan (Aston Villa)

Marcus Hahnemann (Wolverhampton Wanderers)

Tim Howard (Everton)

Defans

Carlos Bocanegra (Rennes)

Jonathan Bornstein (Chivas)

Steve Cherundolo (Hannover 96)

Jay DeMerit (Watford)

Clarence Goodson (Start)

Oguchi Onyewu (Milan)

Jonathan Spector (West Ham)

Orta saha

DaMarcus Beasley (Rangers)

Michael Bradley (Borussia Mönchengladbach)

Ricardo Clark (Eintracht Frankfurt)

Clint Dempsey (Fulham)

London Donovan (Los Angeles Galaxy)

Maurice Edu (Rangers)

Benny Feilhaber (Aarhus)

Stuart Holden (Bolton)

Jose Torres (Pachuca)

Forvet

Jozy Altidore (Villareal)

Edson Buddle (Los Angeles Galaxy)

Robbie Findley (Real Salt Lake)

Herculez Gomez (Pachuca)

Transfer Şart



"Kulübün durumu beni endişelendiriyor. Bu duruma olumlu bakmak zorundayız, ama işlerin bir an önce netleşmesini tercih ediyorum.Korkmuyoruz ama geç kalmışız gibi gözüküyoruz. Bu hedef değiştirmemize yol açabilir. Çünkü kadromuzu güçlendiremediğimiz takdirde ilk dört hedefinden uzaklaşacağız."

Pepe Reina

FIFA Dünya Sıralaması Mayıs Ayı Değerlendirmesi



1- Brezilya : 1611
2- İspanya : 1565
3- Portekiz : 1249
4- Hollanda : 1231
5- İtalya : 1184
6- Almanya : 1082
7- Arjantin : 1076
8- İngiltere : 1068
9- Fransa : 1044
10- Hırvatistan : 1041
11- Rusya : 1015
12- Mısır : 967
13- Yunanistan : 964
14- ABD : 957
15- Sırbistan : 947
16- Uruguay : 899
17- Meksika : 895
18- Şili : 888
19- Kamerun : 887
20- Avustralya : 886
21- Nijerya : 883
22- Norveç : 882
23- Ukrayna : 875
24- İsviçre : 866
25- Slovenya : 860
26- İsrail : 857
27- Fildişi Sahili : 856
28- Romanya : 853
29- Türkiye : 830
30- Cezayir : 821
31- Paraguay : 820
32- Gana : 800
33- Çek Cumhuriyeti : 793
34- Slovakya : 777
35- Kolombiya : 776
36- Danimarka : 767
37- İsveç : 761
38- Honduras : 734
39- Bulgaristan : 711
40- Kosta Rika : 710
41- Serbest İrlanda : 709
42- Gabon : 700
43- İskoçya : 699
44- Ekvador : 694
45- Japonya : 682
46- Letonya : 652
47- Güney Kore : 632
48- Burkina Faso : 611
49- Venezuela : 608
49- Litvanya : 608

Pizza Hut'tan Kampanya



"Şu 'El' olayını hatırlıyor musunuz? İşte bu yüzden, Pizza Hut, Fransa'nın yiyeceği her gol için ücretsiz pizza dağıtacak!"

Pizza Hut'ın dünya kupası için düşündüğü kampanyanın açıklaması...

Kampanya şöyle;

Fransa gol yediği anda müşteri, Pizza Hut'ın Facebook sayfasındaki "Beleş Pizza" düğmesine basacak ve karşısına onun için üretilmiş özel bir kod numarası çıkacak. Müşteri ücretsiz pizzasını almak için bu numarayı kullanacak.

Tek sıkıntı yenilen gol başına sadece 350 pizza dağıtılacak olması...Elinizi çabuk tutun...

Belirsizlik




"Fabregas'ı ilk kez bu kadar gergin görüyorum. Bu durum yaşadığı belirsizlikten kaynaklanıyor."

Charles Puyol

Olmadı İşte



"Milli takıma seçilebilmek için herşeyi denedim ama olmadı. Bu çok üzücü ancak doğru. Artık ne olduğunu düşünmek için bir sebep yok. Geçmiş hakkında düşünmemeliyiz."

Esteban Cambiasso

Altın Saçlı İle Yollar Ayrıldı


"Song'a katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. Takımda bir ağabey olarak hizmet etti. Ancak misyonu doldu ve takımdan ayrılma zamanı gelmiştir. Yeni sezonda onunla devam etmeyeceğiz."

Mahmut Aksu

Oğlumun Gönlü Barça'da




"Arsenal ile Barcelona arasındaki görüşmeler oldukça uzun sürebilir. Bu görüşmelerin olumlu sonuçlanıp sonuçlanmayacağını bilmiyorum ama Arsenal oğlumun kararlarına saygı duymalı. O da Barcelona'yı istiyor."

Cesc Fabregas'ın babası oğlunun geleceğiyle ilgili bunları şöylemiş.

Kürdansever Bordeaux'de

21 Mayıs 2010 Cuma

2010 Dünya Kupası Kadrolar - 3 (Sırbistan)



Kaleciler

Vladimir Stojkoviç (Wigan)

Zeljko Brkiç (Vojvodina Novi Sad)

Bojan Isailoviç (Zaglebie Lubin)

Andjelko Djuriciç (Uniao Leiria)

Savunma

Branislav İvanoviç (Chelsea)

Antonio Rukavina (Münih 1860)

Nemanja Vidiç (Manchester United)

Neven Subotiç (Borussia Dortmund)

Aleksandar Lukoviç (Udinese)

Ivan Obradoviç (Real Zaragoza)

Aleksandar Kolarov (Lazio)

Orta Saha

Dejan Stankoviç (İnter)

Nenad Milijas (Wolverhampton)

Milos Krasiç (CSKA Moskova)

Milan Jovanoviç (Standard Liege)

Milos Ninkoviç (Dinamo Kiev)

Zdravko Kuzmanoviç (Stuttgart)

Zoran Tosiç (Köln)

Gojko Kacar (Hertha Berlin)

Radosav Petroviç (Partizan)

Forvet

Nikola Zigiç (Valencia)

Marko Panteliç (Ajax)

Danko Lazoviç (Zenit Petersburg)

Dragan Mrdja (Vojvodina Novi Sad)

Write The Future

Villa'dan İlk Açıklamalar


"Burada olmaktan çok mutluyum ve gururluyum. Her oyuncu böyle büyük bir takımda oynamaktan gurur duyar. Çok çalışmak ve uyum takımda başarılı olmamı sağlar. Barcelona'da başlayacağım için heyecanlıyım.Gol atmak her zaman zordur ancak Xavi, Messi, Busquets, Keita veya Pedro etrafınızdaysa herşey daha kolay olur."

David Villa

2-2 ye Penguen Bakışı

Hiçbirinizi Unutmayacağım




"Hepimiz için çok zor bir sezon oldu. Ancak hem profesyonel anlamda hem de kişisel olarak çok güzel bir deneyim yaşadığımı söyleyebilirim. Taraftarların gönderdikleri mektuplar ve e-mailler için teşekkür ediyorum; gözlerim doldu. Dünyanın en vefakâr taraftarı olan sizlere teşekkür ediyorum. Benim için en büyük hediye, sizi başınız yukarıda görmek olacaktır. Hiçbirinizi unutmayacağım."

Avram Grant

Pellegrini Gidici




"Pellegrini'yle güzel günler geçirdik. Kendisi mükemmel bir profesyonel. Sene boyunca insani karakter olarak da ortaya koyduğu tavrı çok beğendim. Şu an da takımın başında bulunuyor. O gitmeden başka teknik adamlar hakkında konuşmak saygısızlık olur.

Ligde mükemmel işler başardık. 96 puan toplayıp, 102 gol atmayı kesinlikle önümüzdeki sezonlarda da başarmak isteriz. 38 maçta alınan 31 galibiyet tek kelimeyle harika.

Ancak rakibimiz Barcelona da muhteleşem bir takım. Sezonun son haftasına onlarla final maçı oynayarak girmek bile güzeldi.

Yine de Şampiyonlar Ligi ve Kral Kupası'nda beklentilerin çok uzağında kaldık. Özellikle Şampiyonlar Ligi'nde son 16'da elenmemiz beklemediğimiz bir durumdu. Kulüp yönetimi gelecek hafta toplanarak bu konuları değerlendirecek ve gelecek sezon öncesi gerekli kararlar alınacak
"


Emilio Butragueno

Messi'nin Bu Sezon Attığı 47 Gol

20 Mayıs 2010 Perşembe

2010 Dünya Kupası Kadrolar - 2 (İspanya)



Kaleciler

Iker Casillas Fernández (Real Madrid)

José Manuel Reina Páez (Liverpool)

Víctor Valdés Arribas (Barcelona)

Defans

Raúl Albiol Tortajada (Real Madrid)

Alvaro Arbeloa Coca (Real Madrid)

Joan Capdevila Méndez (Villarreal)

Carlos Marchena López (Valencia)

Gerard Pique Bernabéu (Barcelona)

Carles Puyol Saforcada (Barcelona)

Sergio Ramos García (Real Madrid)

Orta saha

Xabier Alonso Olano (Real Madrid)

Sergio Busquets Burgos (Barcelona)

Francesc “Cesc” Fabregas Soler (Arsenal)

Andrés Iniesta Lujan (Barcelona)

Javier Martínez Aguinaga (Athletic Bilbao)

David Jiménez Silva (Valencia)

Xavi Hernández Creus (Barcelona)

Forvet

Jesús Navas González (Sevilla)

Juan Mata García (Valencia)

Pedro Rodríguez Ledesma (Barcelona)

Fernando Llorente Torres (Athletic Bilbao)

Fernando Torres Sanz (Liverpool)

David Villa Sánchez (Valencia)

2010 Dünya Kupası Kadrolar - 1 (Arjantin)




Kaleciler

Sergio Romero (AZ Alkmaar)

Mariano Andujar (Catania)

Diego Pozo (Colon)

Defans

Gabriel Heinze (Olympique Marseille)

Martin Demichelis (Bayern Munich)

Nicolas Otamendi (Velez Sarsfield)

Walter Samuel (Inter Milan)

Clemente Rodriguez (Estudiantes de La Plata)

Nicolas Burdisso (AS Roma)

Ariel Garce (Colon)

Orta saha

Javier Mascherano (Liverpool)

Jonas Gutierrez(Newcastle United)

Angel Di Maria (Benfica)

Mario Bolatti (Fiorentina)

Juan Sebastian Veron (Estudiantes de La Plata)

Javier Pastore (Palermo)

Maxi Rodriguez (Liverpool)

Forvet

Lionel Messi (Barcelona)

Gonzalo Higuain (Real Madrid)

Carlos Tevez (Manchester City)

Sergio Aguero (Atletico Madrid)

Diego Milito (Inter Milan)

Martin Palermo (Boca Juniors)

Genlerde Var



John Terry ve Wayne Brigde arasında yaşanan gerginliği hepimiz biliyoruz.O günlerde John Terry'in ailesi hakkında bazı haberler yapılmıştı.Anne ve babası hakkında.Zaten ailece böyleler gibisinden.Bu düşünceyi haklı çıkartacak bir olay oldu.

John Terry'in abisi Paul Terry aynen kardeşi gibi takım arkadaşının sevgilisiyle birlikte olmuş.Dale Roberts'ın 25 yaşındaki sevgilisiyle ilişkilerini en başta yalanlayan Paul Terry daha sonra diğer takım arkadaşlarına bu olayı itiraf etmek zorunda kalmış.Dale Roberts ise bu olayı sevgilisinden duymuş.Bu olay meydana çıkmasa söyler miydi orası meçhul.

Dale Roberts bu konuda şöyle konuşmuş:"Ayrıldık. Bunlardan kafamı boşaltmaya çalıştım. Hayal kırıklığı içerisindeyim. Nişanlımın takım arkadaşımla yatması olayı daha zor hale getiriyor."

John Terry&Wayne Bridge olayındaki gibi Dale Roberts Wayne Bridge gibi düşünerek gelecek sezon Paul Terry ile aynı takımda olmayı reddetmiş.Dİğer taraftan takımın diğer oyuncuları da Paul'un gitmesini istiyorlarmış.

Hakikaten inanılması zor birşey.İki kardeşin de böyle bir olayın içinde olması...Aileye de bakınca ne kadar zor aile oldukları belli oluyor.Her anlamda...

Bursaspor Bayrağı Hak Ettiği Yerde

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Teslim Ol İstanbul (Oldu Gerçekten)

David Villa Barcelona'da



Barcelona aradaki kalite farkını giderek arttırıyor.En azından La Liga için.İbrahimoviç'dan verim alamamış ve bundan sonra da alamayacağını düşündüğüm için Villa iyi transfer olarak görülüyor.Barcelona'ya bedeli 40milyon euro.Barcelona Fabregas'ı da alırsa o zaman tadından yenmez bir takım olurlar.

Schumacher&Hill Bir Kez Daha Karşı Karşıya




Michael Schumacher ile Damon Hill...Bu iki pilot arasında yaşanan çekişme 1994 sezonunda tavan yaptı.1994 sezonunun son yarışında Albert Park'da bu ikili şampiyonluk için mücadele ediyorlardı.Michael Schumacher 1 puan öndeydi.Albert Park'da Michael Schumanher 2. cepten, Damon Hill de 3.cepten başladı.Ne olduysa 35.turda oldu.Schumacher hafiften çimenliğe çıktıktan sonra piste geri dönüyor ve Damon Hill bu dışarıya taşmadan istifaden hemen Schumacher'in arkasına yapışıyor.Sonra viraja içerden girmeye çalışan Damon Hill'in önünü dışta kalan Schumacher bilerek veya bilmeyerek kesiyor ve çarpışmaları sonucunda her ikisi de yarış dışı kalıyor.İşte tüm bu yaşananlardan dolayı bu ikilinin arasında bir gerginlik var.Bu gerginliğin en güzel örneğini bu hafta sonu yapılan Monaco GP den sonra Schumacher'e verilen cezayla görmüş olduk.İzleyenler varsa Monaco'da Schumacher son turda son virajda Alonso'yu geçmeyi başardı.Geçmesi normal ama bunu güvenlik aracı pite girer girmez geçmiş olması.Neyse fazla uzatmadan Komiserler Kurulu da Schumacher'e 20 sn ceza verdi ve Schumacher 12.liğe geriledi.Komiserler Kurulu'nda Damon Hill'İn yer alması bu ikili arasında yaşanan o olay bir daha akıllara geldi.Damon Hill yaptığı açıklamada “Çoğu kişi tamamıyla kurallara uygun ve doğru davrandığımı kabul edecektir. Ancak beni önyargılı olmak ile suçlayan iğneleyici e-mail'ler almaya başladım bile." demiş.

İşte durum böyle bu ikili birkez daha karşı karşıya geldi.Bakalım bir dahki karşılaşmaları ne zaman olacak.Bu arada Mercedes bu karara itiraz etmeyecekmiş.İsteyenler olursa Schumacher&Hill ikilinin kazasını aşağıdaki videodan izleyebilir.Schumacher kurnazlık yapmış gibi ne derseniz.


Gönlüm Inter'den Yana




"Bazı kulüplerle görüşüyorum. Roma ile de görüşmelerimiz sürüyor. Roma'da güzel günler geçirdim, şampiyonluğa çok yaklaşmıştık. Ancak transferim hakkında şu an net bir şey söyleyemiyorum"

"Inter'in kupaya daha yakın olan taraf olduğunu düşünüyorum. Bir İtalyan olarak Inter'i desteklerim. Ancak Bayern'de de birçok arkadaşım var. Van Gaal'i çok beğeniyorum, onunla sorunlarımız var ancak ona kinli değilim."

Luca Toni

2010 Draft Sıralaması




Bu seneki draft hakkında fazla bir bilgim yok.Hangi oyuncular seçilir, hangi yıldız adayları NBA'ye katılacak hiçbir fikrim yok.En azından draft sıralaması verelim ve hangi takımların daha şanslı olduğunu görelim.

1 - Washington Wizards
2 - Philadelphia 76ers
3 - New Jersey Nets
4 - Minnesota Timberwolves
5 - Sacramento Kings
6 - Golden State Warriors
7 - Detroit Pistons
8 - Los Angeles Clippers
9 - Utah Jazz
10 - Indiana Pacers
11 - New Orleans Hornets
12 - Memphis Grizzlies
13 - Toronto Raptors
14 - Houston Rockets
15 - Milwaukee Bucks
16 - Minnesota Timberwolves
17 - Chicago Bulls
18 - Miami Heat
19 - Boston Celtics
20 - San Antonio Spurs
21 - Oklahoma City Thunder
22 - Portland Trail Blazers
23 - Minnesota Timberwolves
24 - Atlanta Hawks
25 - Memphis Grizzlies
26 - Oklahoma City Thunder
27 - New Jersey Nets
28 - Memphis Grizzlies
29 - Orlando Magic
30 - Washington Wizards

Bana Zenci Dedi



"Totti'ye maç içinde, top oynamak mı istiyorsun yoksa çocuk gibi davranmak mı diye sordum. O da bana zenci diye bağırdı. Sonra da Motta'ya birazdan onun bacağını kıracağım dediğini duydum. Sonra da malum tekmeyi yedim. Ama ona hiçbir kin beslemiyorum, eğer benden özür dilerse onunla barışmaya hazırım."

Mario Balotelli

Çıraktan Ustaya Cevap




"Van Gaal eğlenmekten mi bahsediyor. Fiorentina'yı elerken ilk maçta bir golü ofsayttan attılar. O galibiyet golü sayesinde de Floransa'ya beraberlik ihtimalini cebine koyup gitti. Ben mi defansif oynatıyorum? Chelsea ve Barcelona'ya karşı evimizde sürekli atak oynadık, hücum etti. İkisini de ilk maçta sahamızda yendiğimizden rövanşları defansif oynamış olabiliriz. Van Gaal mı ne yaptı? Ribery atılınca, Olic'i çıkarıp Tymoschuk'u aldı oyuna. Benim Camp Nou'daki sevincimi de eleştirmiş. Geçen sezon Iniesta gibi biri Chelsea'ye son dakikada gol attığında deli gibi seviniyordu. Ben neden sevinemiyorum, onu anlamadım. "

Jose Mourinho


18 Mayıs 2010 Salı

Biz Ne Zaman Yenilmeyi Öğreneceğiz?


Fenerbahçe - Trabzonspor maçının hemen sonrası...Taraftar, şampiyonluk sevinciyle sahaya fırlamış, oyuncularını kucaklamış; ancak ardından gelen “Şampiyon başkasıymış” açıklamasıyla elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi yıkılmış. Heyecanın birkaç saniye içinde hüsrana dönüştüğü anlar... Zaferin yerini bozgunun almasıyla karnaval havası da birden hiddet dalgası şeklinde kabarıyor. Derin hayal kırıklığı hızla şiddetli bir öfkeye evriliyor. Önce stadın koltukları kırılıp devriliyor. “Mücadelenizle hayata direniyoruz” diyen pankartlar ateşe veriliyor. Şimdi kale arkasında, yukarıdan yağan sandalyelere karşı baraj oluşturmuş polisler var; bir de itfaiye araçları... Yanan tribünlere su sıkılıyor. Kara bir duman, sarı lacivert balonların asılı durduğu kapalı tavanına üşüşüyor hızla... Zafer tacı olarak hazırlanmış konfetiler alev alıyor. Saat 23.00 olmuş; maç biteli 1 saati geçmiş. Az önce “En büyük başkan” olarak selamlanan adam, şimdi öfkenin hedefinde... Çılgın kalabalık, nefretini yöneltecek hedef arıyor. Çıkış tünelinin körüğünü tekmeleyerek; “En büyük taraftar/ yönetici sahtekar” diye bağırıyorlar. O sırada 1907 locasından bir genç kız, aşağıda isyan bayrağı açanlara “Nankörler”diye bağırıyor. Bağıran, Fenerbahçe yöneticilerinden birinin kızı... 5 dakika sonra 15-20 kişilik bir erkek grubu, (belki de öğlen Develi’de söz Cimbom’dan açılınca “Fenerbahçe büyüktür/küfretmez” diye sus işareti yapanlar) ağızlarında en gariz küfürlerle locayı basıyor: “Nerede o o...u” diyerek genç kızı arıyorlar. Genç kız, yan kapıdan zor bela kaçırılıyor. Bir linç, kılpayı önleniyor. Dayağı, kızı korumaya çalışan koruma yiyor. Sessiz koruma, kalabalık taraftar karşısında çaresiz, hırpalanıyor. Olay yerine gelen polise “Siz karışmayın, bu iç işimiz” deniliyor. Polis gözetiminde tokatlar, yumruklar havada uçuşuyor. Az sonra, stadı bir yangın yeri gibi bırakarak dağılan kalabalık, önce basın toplantısının yapılacağı konferans odasının kapısını tekmeliyor. Yeniçeri ayaklanmasını hatırlatırcasına “kelle istiyor”. “Onları bize verin” diye haykırıyor. Kimseyi bulamayınca stadın üst katlarına çıkan duvarlarda asılı fotoğraflardan alıyor hıncını... Aziz Yıldırım’ın ve futbolcuların gülümseyen dev fotoğrafları birer birer devriliyor, yırtılıyor, tekmeleniyor. Bir halk ihtilali havası var. Kapıdakiler “Dışarı çıkmayın, orası daha kötü” diyor. Kadiköy sokakları bir İç savaş görüntüsü yansıtıyor. Polis, itfaiye, ambulans, özel güvenlikçiler oraya buraya koşturup isyanı bastırmaya çalışıyorlar. Futbolcular ve yöneticiler içerde; kaçmanın, canlarını kurtarmanın bir yolunu arıyorlar. Yerler kırılmış bira şişeleri, indirilmiş camlar, yırtılmış bayrak ve pankartlar, sönmüş balonlarla kaplı... Sağda solda hıncını alamamış çubuk formalı Fenerliler ağlıyor. Kör öfke, az sonra polisi de hedef alıyor. Onların üzerine de bira şişeleri yağıyor. “Bir spor müsabakası”ndan geceyarısı “Canımızı kurtardık, şükür” diye ayrılıyoruz. İnsanoğlunun yenilmeyi sindiremeden yenmeyi öğrenemeyeceği gerçeğini bir kez daha acıyla idrak ediyoruz.

Can Dündar

Pellegrini Gün Sayıyor


"Kariyerim boyunca hiçbir zaman bu kadar iyi bir kadroyu çalıştırmamıştım. Bütün yıl boyunca hakkımda çıkan spekülasyonlar, son haftalarda iyice arttı. Bunların neden ve nasıl çıktığını bilmiyorum. Teknik adamlık hayatımda yedi şampiyonluk yaşadım ve gittiğim her yerde başarılı oldum. Eğer benden daha iyisi varsa, ben de tanımak isterim. Ligde herkesten fazla gol attık ve herkesten fazla galibiyet aldık. Herkes hatalar yapabilir. Eğer seneye bu takımın başında olmayacaksam, o zaman benim yerime gelen teknik adamın en az 100 puan alması ve 100'den fazla gol atması gerekecek. Bunun da pek mümkün olduğunu zannetmiyorum. Ama hakkımda sürekli olarak çıkan iddiarın da bir nedeni olmalı. Bu kadar çok iddianın yalan olması mümkün değil. Herhalde buradaki günlerimin sonuna yaklaşıyorum."

Manuel Pellegrini

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Usta - Çırak İlişkisi


"Jose o dönemde çok mütevazı bir insandı. Onun gelişimini izleme fırsatı buldum. Çok tutkulu ve başarıya aç bir insan. O dönemde bana çok katkı sağlamıştı.Jose’nin başarılı olacağını anlayıp ona daha fazla sorumluluk vermiştim. Oyunu iyi okuduğunu kısa sürede anladım. Mourinho kazanmak için çalışır. Ben güzel futbol oynatmak için çalışırım. Benim yapmaya çalıştığım onun tarzına göre daha zor."

Louis Van Gaal

Kendime Güveniyorum


"Büyük bir takımdan başka bir büyük takıma geldim. Valencia çok büyük bir takım, burada oynamaktan çok gurur duyuyorum. İlk işim İspanyolca öğrenip takıma faydalı olabilmek."

"Albelda yıllardır buraya faydalı olmuş bir futbolcu. Rekabet her zaman takımda olacaktır ve bu da takımın başarısını getirecektir. Kendime güvenmeseydim buraya gelmezdim."

Mehmet Topal

Sağlık kontrolünden geçtikten sonra basına kısa açıklama bulunurken...

Avrupa Altın Ayakkabı Ödülü Messi'nin


1. Lionel Messi (Barcelona) 34--68
2. Didier Drogba (Chelsea) 29--58
3. Antonio Di Natale (Udinese) 29--58
4. Gonzalo Higuaín (R. Madrid) 27--54
5. Luis Suárez (Ajax) 35--52,5
6. Wayne Rooney (Man. United) 26--52
7. Cristiano Ronaldo (R. Madrid) 26--52
8. Darren Bent (Sunderland) 24--48
9. Carlos Tévez (Manc. City) 23--46
10. Edin Dzeko (Wolfsburg) 22--44
11. Frank Lampard (Chelsea) 22--44
12. Diego Milito (Inter) 22--44

Oley Oley Bursaspor Bursaspor!!!




Öncelikle şunu demek istiyorum.Lig sonu müthiş bitti.Dün oynanan her iki maçta da heyecan üst seviyedeydi.Heyacanın yanı sıra diğer tüm duygular da yaşandı.Sevinç, mutluluk, korku, gerilim, üzüntü, ağlamaklı gözler...Her iki maçta da herşey vardı.



Dün oynanan maçlara değinmeden önce bazı tesadüflerden bahsediyorum.Hepinizin hatırlayacağınızı düşünüyorum.Fenerbahçe'nin 100.yılında yani 2006-2007 sezonunda oynanan 32. hafta sonucunda Fenerbahçe şampiyon olmuştu.Peki Fenerbahçe kimle oynamıştı ve çekiştiği kimdi?Fenerbahçe cezası nedeniyle İzmir'de Trabzonspor ile çekiştiği Beşiktaş ise deplasmanda Bursaspor ile oynadı.Yani aynı bugünkü durum gibi.Sadece Fenerbahçe'nin şampiyonluk için çekiştiği takım Bursaspor.O maçların skorlarını anımsarsak Fenerbahçe Trabzonspor ile 2-2 berabere kalırken, Beşiktaş Bursaspor'a 3-0 yenildi ve Fenerbahçe 2 hafta kala şampiyonluğunu ilan etmişti.Düne gelirsek dün de Fenerbahçe ile Trabzonspor bebabere kalırken, Bursaspor o zamnki gibi yine Beşiktaşı'ı yendi.Ama bu sefer farklı bir durum vardı.Bu skorların sonuncunda şampiyon Bursaspor olmuştur.3 sene sonra yine bu dört takımın şampiyonu belirlemede bir araya gelmeleri gerçekten ilginç bir tesadüftü.



Diğer bir tesadüfe geçersek o da Lig tarihimizde son haftaya lider giren takımın şampiyon olamadığı seon sayısı dünle birlikte 2 oldu.Her ikisi de Fenerbahçe'ye denk geldi ve skorlara bakarsak aynı skorları alarak bu hayal kırıklığını yaşadılar.Bundan sonra Fenerbahçe ne zaman şampiyonluk son maça kalsa omuzlarına binen yük biraz daha artıcak gibi görünüyor.Çünkü Denizli'den ders alındı diye bu maçtan ümitli olanlar birkez daha hayal kırıklığına uğradılar.



İsterseniz dün oynanan maçlardan sonra şampiyon olan takımla ilgili birşeyler söyleyelim.Bursaspor'un şampiyon olması Türk futbolunda yeni bir dönem başlamasına vesile oldu.Birçok kez Anadoludan bazı takımlar bu mücadelede yer alsalar da bir türlü mutul sona ulaşamadılar.Belki tecrübe eksikliği belki de şampiyon olacak kapasiteleri yoktu.Geçen seneyi hatırlayalım.Sivasspor çok yaklaşmıştı ama bence tecrübe eksikliğinden dolayı o stresi taşıyamadı ve Anadoludan bir şampiyon çıkması ertelenmiş oldu.Belki de Sİvasspor'un şampiyon olamaması bir taraftan da iyi oldu.Çünkü (yanılmıyorsam Mehmet Demirkol da aynı şeyi demişti) Anadoludan şampiyon olacak takım veya şampiyon olan 5.takım Bursaspor'a daha çok yakışacaktı.Bunun nedeni Bursaspor'un bir futbol kenti olmasıydı.Bu açıdan 5.şampiyon'un Bursaspor olmasına sevindim.Bir de bu başarıyı devam ettirecek bütünlüğe sahip olduklarını düşünüyorum.Bütünlük derken şundan bahsediyorum.Ertuğrul Sağlam uzun yıllar Bursaspor kalıp başarılar kazanmayı hedefliyor.Türkiye'nin ve Bursaspor'un Alex Ferguson'u olma peşinde.Bu yolda emin adımlarla ilerliyor.



Ertuğrul Sağlam Bursaspor'un başına Ocak 2009 da geldi.Gelmeden önce Bursapor ligde 16 maçta 6 galibiyet, 4 beraberlik, 6 yenilgi alıp 22 puanla ilk yarıyı kapatmıştı..Peki Ertuğrul Sağlam geldikten sonra Bursaspor ne yaptı?18 maçta 10 galibiyet, 6 beraberlik, 2 yenilgi ile ikinciyi yarıyı tamamladı ve Ligi 58 puanla 6. tamamladı.

Ertuğtul Sağlam aynı Kayserispor da olduğu gibi bir program yapıp ilk beşe kendilerini sokmayı planlıyordu.En azından Avrupa bileti alma peşindeydi.Sezon öncesi doğru transferlerle bu hedefinin hiç de zor olmayacağını hafiften göstermiş oldu.Bursaspor bu sezonun ilk yarısında 11 galibiyet, 2 beraberlik ve 4 yenilgi aldı.Bu sonuçlarla kendini ilk beşte bulmuştu.Geçen sezon Fenerbahçe ve Galatasaray'ın durumlarına bakarsak bu sezon şampiyonluk mücadelesi geçen sezon kadar kolay olmayacağı görünüyordu.En azından Bursaspor'a şans verildiğini düşünmüyorum veya şansının az olduğu söyleniyordu.Ama haftalar ilerledikçe Fenerbahçe'nin önce Galatasaray sonra Beşiktaş'ı yenmesi ve Bursaspor'un istikrarlı bir şekilde yoluna devam etmesi birden şampiyonluk umutları yeşermeye başladı.

Fenerbahçe kötü giden bir dönemi ardından hiç gol yemeden seriyle gelmesi Bursaspor üzerinde iyice baskı yarattı.Bursaspor'un kader maçı olarak nitelendirilen İBB maçında puan kaybetmesi Busaspor'un stresi taşıyamacağı şeklinde yorumlanmıştı.Ama Tİmsahlar bunun üstesinden geldi ve son haftaya kadar bu heyecanı yaşamaya devam ettiler.Sonunda da mutlu sona ulaştılar.



Bu başarının mimarı elbette Ertuğrul Sağlam.O geldiğinden beri Bursaspor değişti ve göze hoş gelen futboluyla herkesin beğenisini kazandı.Şu rakam aslında herşeyi açıklıyor.Ertuğrul Sağlam Bursaspor'un başında çıktığı 42 lig maçının 33'ünü kazandı.Bunun üstüne daha ne söylenebilir ki?Bursaspor'u tekrardan tebrik ediyorum ve umarım bu başarıları gelecek sezon hem ligde hem de Avrupa'da devam eder.Türk futbolundaki yeni dönem herkes için hayırlı olur ve futbol olarak yükselişe geçeriz.

15 Mayıs 2010 Cumartesi

5 Dakika İçinde Değişen Kader



"Maçın kilit anı Cech'in penaltı vuruşunu kurtarmasıydı. O penaltıdan beş dakika sonra golü bulduk ve maçı kazandık. İlk yarıda şanssızdık ancak bu tarz şeyler futbolda yaşanıyor."

Carlo Ancelotti




Bekle Beni Madrid



"Benim hakkımda yazılan herşey yanlış. Ama er ya da geç birgün Real Madrid'in başına geçeceğim. İngiltere'de ve İtalya'da büyük takımlar çalıştırdım. Şimdi sırada İspanya var."

"Benim hiçbir şeye ihtiyacım yok. Ama bazı kulüp başkanlarının hiçbir ley kazanamayn teknik adamlarıyla beni kıyaslamasına çok gülüyorum."

"Yüz yüze geldiğimizde benim harika bir teknik adam olduğumu söyeyen insanlar sırtımı dönüdüğüm anda bana saldırmaya başlıyor."

Jose Mourinho

Panomara dergisine yaptığı açıklama...

Referandum mu Final Maçı mı?




Siyaseti biraz takip edenler son günlerdeki tartışmaları bilecektirler.Hükümet anayasadaki bazı maddeleri değiştirme çabasına girdi.Kavga-dövüşle bir şekilde referandumla birlikte halka maddeleri oylatacak.Muhalefet de haklı olarak bazı maddelere karşı çıkıyor ve bu yüzden Anayasa Mahkemesi'ne başvurdular.Neyse konumuz o değil.Yüksek Seçim Kurulu referandum tarihini 12 Eylül olarak belirledi.

12 Eylül tarihi bazı şeyleri akla getirebilir doğal olarak.O acı günleri hatırlamamıza neden oluyor.Ama bu sefer 12 Eylül tarihine başka yönden bakmak istiyorum.O da 12 Eylül tarihinde başka bir organizasyonun olması.Biliyorsunuz ki referandum günlerinde içkili yerler kapalı, sayıca kalabalık olabilecek faaliyetler vs. yasaktır.Sayıca kalabalık olabilecek faaliyetlerin içinde spor müsabakaları da dahil.Yani stadlarda, salonlarda spor müsabakaları yapılamıyor.Bu durumda ülkemizde organize edilecek olan bir şampiyonanın final maçı bu yasağa rastlıyor.



Ülkemizde düzenlenecek 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'nı aylarca bekliyoruz.En iyi şekilde altından kalkabilmek için elimizden geleni yapıyoruz.Meyvelerini almamıza az zaman kaldı.Sadece Türkiye olur denilecek cinsten birşey bu şampiyonanın final maçını riske soktu.Referandum ile final maçının aynı gün olması federasyonun kara kara düşünmesine neden oldu.Dünya Şampiyonası'nın final tarihi değiştirilemez ve teklif dahi edilemez.Diğer taraftan referandum tarihi makul sebepler öne sürülmedikçe değiştirilemez.Yani nerden bakarsanız bakın çıkış yolu yok gibi.

Final tarihi değiştirilemediğine göre federasyonun yapacağı iş belli.YSK'ye gidip derdini anlatacak.Diyecek ki final maçının tarihi önceden belirlendiğinden dolayı herhangi bir değişiklik yapmamız imkansız.En iyisi referandum tarihini değiştirin.Bence de en mantıklısı bu.Çünkü YSK Basketbol Federasyonun bu sıkıntısı çözmek için birşeyler yapabilir.En azından tarih konusunda esneklik yapabilirler.YSK da yok referandum tarihi de değiştirilemez deniliyorsa geriye birtek şey kalıyor.O da Anayasa Mahkemesi'nin anayasa değişikliğini içeren maddelerini iptal etmesi.Gerçekten son çare bu gibi gözüküyor.Bu soruna kökten çözüm bulunmuş olurdu.Bu kararın da ne zamana çıkar ya da çıkar mı belli değil.

En başa dönersek hakikaten ne olacağını merak ediyorum ve takipte edeceğim.Hem referandum tarihi hem de final tarihi değiştirilemezse o zaman ülkemiz açısından zor günler bekliyor.Ama ben sandığın başka tarihte önümüze geleceğini düşünüyorum ya da öyle umuyorum.Bu durumu özetleyen bir sözle bu yazıyı tamamlamak istiyorum."Yukarı tükürsem bıyık aşağı tükürsem sakal"

Alonso Pit Yolundan

3. Antraman turlarında; 2. virajda, viraj dışına fazla açılan Alonso bariyerlere çarpınca aracın ön tarafını dağıttı. Ferrari ekibi tüm uğraşlara rağmen aracı sıralama turlarına yetiştiremeyince, Monaco'ya büyük umutlarla gelen Alonso'ya yarış başlangıcı için pit yolu gözükmüş oldu.

Pol Pozisyon "Rezerve"

Fernando Alonso'nun son antreman turunda yaptığı kaza sonucu sıralama turlarına katılamaması dışında olaysız bir sıralama turları seansı izledik. Trafik her zaman ki gibi Monaco'da büyük sorun oldu pilotlar çoğu zaman hızlı turlarının ortasında trafiğin ortasına dalıp turlarını mahfettiler.
RedBull seriye bağlayarak yine pol pozisyonu kazandı.
22 aracın full depoyla yapacağı start, Monaco'nun dar ilk virajında nelere sebebiyet vericez yarın görücez.

1. Mark Webber Red Bull
2. Robert Kubica Renault
3. Sebastian Vettel Red Bull
4. Felipe Massa Ferrari
5. Lewis Hamilton McLaren
6. Nico Rosberg Mercedes
7. Michael Schumacher Mercedes
8. Jenson Button McLaren
9. Rubens Barrichello Williams-Cosworth
10. Vitantonio Liuzzi Force India-Mercedes
11. Nico Hulkenberg Williams-Cosworth
12. Adrian Sutil Force India-Mercedes
13. Sebastien Buemi STR-Ferrari
14. Vitaly Petrov Renault
15. Pedro de la Rosa BMW Sauber-Ferrari
16. Kamui Kobayashi BMW Sauber-Ferrari
17. Jaime Alguersuari STR-Ferrari
18. Heikki Kovalainen Lotus-Cosworth
19. Jarno Trulli Lotus-Cosworth
20. Timo Glock Virgin-Cosworth
21. Lucas di Grassi Virgin-Cosworth
22. Bruno Senna HRT-Cosworth
23. Karun Chandhok HRT-Cosworth
24. Fernando Alonso Ferrari

14 Mayıs 2010 Cuma

Monaco Yarışa Hazır

Monaco'da caddeler bariyerlerle kapatıldı hazırlıklar tamamlandı. Antremanlar başladı. Şimdi gözler yarın koşulacak olan sıralama turlarında. Tüm ülke yarış için hazır...

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails